Logo
< Devrimci çıkış için sınıf çalışmasına yoğunlaşma

Günün içinde sürüklenen değil, hedefleri gözeten!..


Birikmiş toplumsal öfke, sınıfın farklı bölüklerindeki tepkiler, zayıflıklarına ve eksikliklerine rağmen, süreklilik arz ediyor. Pandemi döneminde bile, gerici-baskıcı iktidarın gözdağlarına rağmen, işçilerden, kadınlardan, gençlikten sesler yükseldi. Sokaktan fabrikalara, kampüslerden meydanlara, ortaya çıkan her toplumsal mücadele dinamiği bizi içine çekiyor. Müdahale etme ihtiyacı duyuyoruz. Çalışmamızın hedefleri ile bağı içerisinde ele almak ve hedeflerimizle paralel müdahale etmek önemli bir yerde duruyor. Aksi takdirde yoğun olmamız, her şeye koşturmamız, çok emek harcamamız sonuçta besleyici kanallara dönüşemiyor, dönüşemez de.

Günün yoğunluğu bazen sürükleyici bazen cezbedici olabiliyor. Her şeye dair bir şey yapma isteği ile yetişememe ruh hali, yoldaşların düşünsel ve pratik çabasına motivasyon kırılması ve gerilim olarak yansıyor. Elbette gerçekliğimiz, darlığımız vb. diyerek, somut plan yapmak adına çalışmamızı sınırlama yoluna gidemeyiz. Sonuç almanın ve sınırları aşmanın yolu da gerçekliği bilmekten, hedefli olmaktan ve çalışmanın ihtiyaçlarını doğru tanımlamaktan geçiyor. Fakat kesinlikle günün içinde kaybolmaktan değil.

Günün içinde kaybolan bir pratik, geliştirici olmaktan uzak bir yan taşır. Bugünün koşullarında bir işçi direnişinin, gençlik veya kadın hareketinin taleplerinin düzeyi ve düzlemi, bazen algı ve müdahalemizi belirleyebiliyor. O anın içinde, çalışmayı bilfiil yürütürken, çoğunlukla bunu fark edemeyebiliyoruz. Andan sıyrılabilmeyiz. Parçadan, içinde olduğumuz noktadan değil, bütünden bakmayı başarabilmeliyiz. Her birimiz her koşulda bunu yapabilecek niteliğe kavuşmalıyız.

Politik önderliğe dayalı çalışma tarzının hayata geçirilememesi daha çok ideolojik-teorik yetersizlik gibi düşünülse de, aslında zorlanma, gündelik açık faaliyetin pratik ihtiyaçlarının dayatmaları alanındadır. Politik önderliğe dayalı çalışma tarzının oturtulabilmesi için, önderlik konumundaki yoldaşların kendi asıl misyonunu yerine getirebilmesi, dolayısıyla da pratik yüklerden kurtulması gerekir. Birçok çalışma ayağı kendi zeminlerini bulana kadar, önderlik konumundaki yoldaşların işlerin pratik yükünü omuzlamasından geri duramıyoruz. Açık ki bunu sağlamak için, bu çalışmaların kendi zeminlerine ve güçlerine kavuşturulması, hızlandırılması gereken temel halka.

Tek tek yoldaşların veya bir örgütsel birimin bilincinin ve birikiminin eksiklikleri ve yetersizlikleri elbette olabilir. Burada partinin deneyiminden, Marksizmin yönteminden beslenmek önemli. Günün akışından, anın çekiciliğinden öte, tam da geleceği kazanmaya odaklandığımızda gerçekten bir yol açabiliriz. Böylece günün içinde olsak da tarihsel bakışı ve bütünlüğü koruyabiliriz.

Bu yönlü çabalar kendimizin, her bir kadronun, bulunduğumuz örgütün ve tüm bunlarla birlikte partinin toplamının niteliksel gelişimini sağlayacaktır. Nitelik gelişimi ile nicelik genişleme, her çalışma alanının kendi güçlerini bulmasıyla da birleştiğinde, politik önderliğe dayalı çalışma tarzına geçişimizin de önü açılacaktır.

D. G. Dalga


Üste