Logo
< Kapitalizm savaşlar ve büyük felaketler düzenidir!

25. Yıl etkinliğine parti örgütlerinden mesajlar...


TKİP devrimci birikimimizin güvencesidir

Ekim Devrimi’nin 106. ve Partimizin kuruluşunun 25. yılında gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizi 7. Kongremizin coşkusuyla selamlıyoruz. “Devrimi ve devrimci birikimimizi savunuyoruz!” şiarı bugün hiç olmadığı kadar güncel ve anlamlıdır. Devrim saflarının boşaltıldığı, düzenin icazet sınırlarının kabullenildiği, devrimci değerlerin terk edildiği bir dönemde devrimi ve devrimci birikimi savunmak bizlerin omuzlarındaki en temel sorumluluklardandır. Bu sorumluluk devrimci partide, devrimci sınıf yöneliminde ve devrimci konumda ısrar demektir. Bizler bulunduğumuz çalışma alanında partimizin bu topraklarda yükselttiği devrim bayrağını yüksekte tutmaya devam ediyoruz.

Partimiz kurulduğu günden beri bu topraklarda yaratılmış devrimci birikimin biricik güvencesi olduğunu 25 yıllık pratiğiyle ortaya koymuştur ve bunu kararlılıkla sürdürmektedir. Partimizin kuruluşunu izleyen dönemde partimize yönelik gerçekleşen darbelere karşı devrim bayrağını yükselterek yanıt verdik. İkinci kongremizde “Devrimci örgüt yaşamsaldır!” diyerek devrimci örgütteki ısrarımızı ortaya koyduk ve bu ısrarı sürdürüyoruz.

Bu ısrar baskı ve gericiliğe karşı “sınıfa karşı sınıf” tutumuna sahip çıkmaktı bizim için. Bu ısrar, sınıf devrimciliğinde, sınıfı devrime ve partiye kazanmada ısrardır. Bu ısrar, Marksist-Leninist dünya görüşünde, bilimsel sosyalizmde ısrar etmektir. Bu ısrar, devrimci örgüte, devrimci konumlanışa, illegal-ihtilalci Leninist örgüt anlayışına sahip çıkmaktır. Bugün partimiz bu ısrarın, kararlılığın adıdır.

Bizler, devrimi ve devrimci birikimimizi savunuyoruz. Bunu sınıf devrimciliği temelinde yapabilmek baskı ve gericilik döneminde sınıfı devrime kazanma çabasını günümüz koşularının dinamikleriyle birleştirebilmekten geçmektedir. Bu noktada, kat etmemiz gereken mesafeler olduğunun bilincindeyiz. Ortaya koyduğumuz çabanın ve emeğin karşılığını alabilmek eksiklerimizi ve zayıflıklarımızı görmeyi, bunları aşmayı gerektirmektedir. Partimiz, bunları aşacak güçtedir. Attığımız adımları, sınıfa devrimci siyasal müdahale çabamızı partimizin birikiminden aldığımız güçle sürdüreceğiz. Unutmayalım ki, bizler devrime hazırlanıyoruz. Attığımız her adımda bunun bilincini, gücünü, iddia ve cüretini ortaya koymalıyız. Bizler bu ülkede devrimi gerçekleştirecek olan sınıfın devrimcileriyiz.

***

Tüm dünyada emperyalistler arası çelişkiler ve kutuplaşmalar derinleşirken, emperyalist savaşlar, işgaller, müdahaleler milyonlara ölüm, açlık, yoksulluk getirip milyonları evinden ederken, bu gidişe dur diyecek olan, dünya halklarının örgütlü gücüdür. 106. yılında Ekim Devrimi işçi sınıfını iktidara çağırmaktadır. Emperyalist kapitalist dünya düzenine son verebilmenin, savaşları sonlandırabilmenin yolu bu düzenin yıkılmasından, sınıfın iktidara gelmesinden geçmektedir. Bizler bunun bilincindeyiz.

Gelecek işçi sınıfına aittir. Gelecek devrime aittir. Partimiz bu topraklarda geleceği temsil etmektedir. Bunu ete-kemiğe büründürmek, gerçek kılmak bizlerin omuzlarındadır. Her birimiz bu sorumlulukla davranmalı, devrimci hazırlığımızı bu bilinçle yapmalıyız.

Gerçekleştirdiğimiz etkinlik vesilesiyle tüm işçi-emekçileri partimiz saflarında mücadeleye katılmaya, geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Şan olsun Ekim Devrimi’ne!

Şan olsun Yeni Ekimlerin Partisine!

TKİP İstanbul İl Komitesi

***

TKİP’yi savunmak, devrimi ve devrimci birikimi savunmaktır

Devrimi, devrimci kimliği savunmanın ağır bedellerin yanı sıra önemli zorlukları alt etme kapasitesi gerektirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu bedel ve zorluklar, Türkiye devrimci kadrolarının göze almaya alışık olduğu biçimiyle, sermaye düzeninin pervasızca uyguladığı baskı ve zorbalık politikalarından kaynaklamıyor yalnızca. Bundan önemli olarak, iki büyük yenilginin ardından, geçmişin muhasebesini bir türlü gerektiği gibi yapamayan, böyle olunca da günün değişen çok yönlü ihtiyaçlarına kendi içinde yanıtlar aramaktan kendini alamayan sol hareketler tablosundan besleniyor.

Türkiye devrimci hareketi, tarihimizde bir mihenk taşı özelliği taşıyan 71 devrimciliğinden bu yana devrim davasına bağlılığın destansı örneklerini yaratmıştır. Elbette ki bu tarih içerisinde direngenlikle teslimiyet, inkarcılıkla sadakat, düne saplanıp kalmakla geçmişin birikimine dayanarak geleceği kurma çabası iç içe yaşanmıştır.

Kısa sayılabilecek kendi tarihimiz boyunca her vesile doğdukça tekrarladık. Hiçbir şey boşluktan doğmaz. Var olma hakkını elde eden her şey gibi partimiz de geçmişin birikiminden çıkmış, bu birikimde zayıf, yanlış, kusurlu ne varsa ondan kopmuş, bu kopuş içinde kendi varlık hakkını kazanmış, ama ondan öte yeni bir ideolojik-politik, örgütsel kimlik inşa etmiş, buna dayalı bir devrimcilik anlayışı geliştirmiştir.

Bugün devrimi, devrimci birikimi savunmak ile partiyi savunmak bu yüzden kopmaz bir bağla birbirine bağlanmıştır.

Partimizin halen zayıflıkları olduğu, belli yetersizlikler taşıdığı elbette bir sır değildir. Ancak bu zayıflık ve yetersizlikler partili kimliğinin bugüne kadar biriktirdikleri ile karşılaştırıldığı zaman geçici kalmaya mahkum olan kusurlardır. Yetersizlikleri aşmanın, zayıflıkları alt etmenin yolu tam da 25 yıl önce bugün ete kemiğe bürünen devrimci çizgi ve programa, ona dayalı değer ve ilkelere ve gene onun ürünü olan sınıf devrimciliği anlayışına sadakatle sahip çıkmaktan geçmektedir.

***

Kapitalizmin yeni bir devresel krize doğru sürüklendiği, emperyalist hegemonya savaşının farklı bir evreye girdiği, sosyal çelişkilerin son 70 yıldır hiç olmadığı kadar keskinleştiği bir dönemden geçiyoruz. Tam da bu tablonun ürünü olarak Avrupa metropolleri ardı arkası kesilmeyen sınıf eylemliklerine, kitle gösterilerine sahne oluyor. Henüz gerek siyasal bilinç gerekse örgütlülük düzeyi açısından devrimci bir muhtevadan uzak olsalar da bu eylemliklerin, gelecek daha büyük mücadelelerinin habercisi olduğu açıktır. Bazı burjuva uzmanlar tarafından dahi “Avrupa’ya sınıf mücadelesinin geri dönüşü” olarak tanımlanan bu gelişmeleri dikkat ve umut içinde izlemekteyiz. Yalnız kapitalizmin değil, sınıf mücadelesinin de anavatanı olan Avrupa’daki işçi hareketinin gelişimi elbette dünya sınıf mücadelesi açısından önemli sonuçlara yol açacaktır. Böyle bir dönem içinde gerçekleştirdiğiniz, yakın zamanda toplanan 7. Kongre’mizin de ana şiarı olan “Devrimi ve devrimci birikimimizi savunuyoruz” etkinliğinizi en sıcak devrimci duygularımızla selamlıyoruz.

Yaşasın işçi sınıfının ve ezilen halkların uluslararası mücadele birliği!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!

Yaşasın partimiz TKİP!

TKİP İzmir İl Komitesi

***

“Yeni Ekimler için ileri” şiarı ile işçi sınıfının zaferini örgütleyeceğiz

Lenin’in ölümünün yüzüncü yılına yaklaştığımız şu günlerde, onsuz düşünülemeyecek olan Ekim Devrimi’nin 106. yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirdiğiniz “Devrimi ve devrimci birikimimizi savunuyoruz!” şiarlı etkinliği tüm devrimci duygularımızla selamlıyoruz.

Ekim Devrimi tartışmasız bir şekilde insanlık için yeni bir dönemin kapılarını araladı.

Marx ve Engels’in tarihte ilk kez bilimsel bir programa kavuşturduğu işçi sınıfı devrimciliği, bir halklar hapishanesi olan Çarlık Rusyası’nı Lenin önderliğinde tarihin çöplüğüne gönderdi ve sınıfsız sömürüsüz bir dünyaya giden yolda bir meşale yaktı.

Lenin ve Bolşevik Parti önderliğinde gerçekleşen Ekim Devrimi, aradan geçen 106 yıla rağmen halen insanlığın geleceğine ışık tutuyor.

Sovyetler Birliği dağıldığında egemenler “tarihin sonunu”, kapitalizmin “ebedi zaferini” ilan etmişlerdi.

Ne var ki geride kalan zamanda yaşananlar kapitalizmin insanlığın başına gelen en büyük felaketlerden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı. Sadece son birkaç yılın gelişmeleri bile kapitalizmin insanlığı ve canlı dünyayı nasıl bir yok oluşa sürüklediğini göstermeye yetiyor. Emperyalist kapitalizm insanlığa çürümüş bir barbarlıktan başka hiçbir gelecek sunmuyor, sunamıyor.

Bu barbarlığa son vermek ise ancak ve ancak işçi sınıfının örgütlü devrimci mücadelesi ile mümkün. Ekim Devrimi başta olmak üzere, sınıflar mücadelesinin deneyimlerinden doğru dersleri çıkartarak bu barbarlığa son verip sosyalist bir dünya kurmaktan başka bir alternatifimiz yok.

İnanıyor ve biliyoruz ki, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de sınıf savaşı yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde alevlenecek.

Bizler de Ekim Devrimi’nin deneyim ve dersleri ve “Yeni Ekimler için ileri!” şiarı ile yola çıkan partimizin neferleri olarak, bu savaşta işçi sınıfını zafere taşımak için bilincimiz, inancımız ve kararlılığımız ile kavga ateşini yakmaya devam edeceğiz.

Emperyalist kapitalist sistemin çelişkilerinin düğümlendiği bir coğrafyanın parçası olan ülkemizde, burjuvazinin siyasal sınıf iktidarının simgesi olan başkentinde işçi sınıfımızın kızıl bayrağını göndere çekeceğiz.

İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak yoldaşlar.

Bu bilinç ve kararlılıkla Ekim Devrimi’nin 106., partimizin 25. yılını tüm coşkumuzla kutluyor, devrimi ve devrimci birikimimizi savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha dosta düşmana ilan ediyoruz.

Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!

Yaşasın partimiz TKİP!

TKİP Ankara İl Örgütü


Üste