Logo

Parti gecesini ve III. Parti Kongresini selamlayan mesajlar...


Parti gecesini ve III. Parti Kongresi’ni selamlayan mesajlar...

Şan olsun TKİP III. Kongresi’ne!

Değerli dostlar, yoldaşlar!

Sınıfı devrime kazanmaya kilitlenmiş Yeni Ekimler yürüyüşümüz güçlenerek sürüyor. Büyük Ekim Devrimi’nin 92., Partimizin 11. kuruluş yıldönümünü 3. Kongremizi yapmış olarak kutluyoruz. Zamanında toplanmış olan ve çalışmalarını başarıyla tamamlamış bulunan kongremiz, yasadışı ihtilalci örgütü güçlendirme ve partiyi sınıf ekseninde büyütme kararlılığımızın yeni bir ifadesidir.

Bilindiği gibi 2. Kongremiz, bu iki hayati sorunda mesafe almanın önündeki tüm engellere karşı mücadele etmeyi en temel görev olarak saptamıştı. Doğal olarak öznel yanları ile öne çıkmış olsa da, bizim için bu görev, devrimci sosyalizm mücadelesinin temel bir parçasıydı. Nitekim, kendi geçmişimizin hiçbir evresinde kendi öznel ihtiyaçlarımızı sınıf mücadelesinin genel ihtiyaçlarından kopartarak ele almadık. Gerek toplumsal-siyasal gelişmelerin karşımıza çıkardığı genel sorunları, gerek daha özelde sol hareketin bünyesinde yaşananları hep siyasal sınıf çalışmamız üzerinden bir yaklaşıma ve pratik tutuma konu ettik. Kendi gelişme ihtiyaçlarımızı ve sorunlarımızı da daima siyasal sınıf çalışması içinde ele aldık, sınıf hareketine müdahale zemininde çözmeye çalıştık.

Halihazırda devrimci örgüt iradesi ve partiyi sınıf içinde güçlendirme kararlığı, genel toplumsal süreçlerin ağırlığı altında sınanmaya devam ediyor. Bu süreçler hala da neredeyse tümüyle burjuvazi tarafından belirleniyor. İşçi sınıfı ve emekçi kitleler bir yandan kapitalist krizin faturasını somut olarak ödemeye zorlanırken, diğer yandan her türlü gerici, faşist burjuva ideolojisinin cenderesi içinde çürütülüyorlar. Yine toplumsal-siyasal atmosfer liberal reformizm ve tasfiyeci legalizmin zehirli dumanıyla kirlenmeye devam ediyor. Son yıllardaki burjuva seçim süreçleri, devrimci bahar -1 Mayıs dönemleri, krizin faturasına karşı sınıfın direnme çabasının ifadesi olan mevzi direnişler ve nihayet Kürt ulusal sorununda yaşanan gelişmeler vb. karşısındaki tutumlar; sol ve devrimci hareketin bu zehirli havada kendi yolunu yürümekte iyiden iyiye zorlandığını, çoğunluğu şahsında tam bir sürükleniş yaşadığını ve iyice düzen içine kaydığını gösteriyor.

Partimiz ise kongresinden aldığı güçle bu süreçte, bir yandan bu genel gidişata karşı devrimci ilkesel duruşundan şaşmadan politik mücadele yürütürken, diğer yandan bu dönemin saflarımıza yönelik olumsuz etki ve izlerini kazıma çabasını katlayarak yolunu yürüdü. Uzun yıllardır istikrarlı bir şekilde sınıf çalışması yürüttüğü alanlarda, bizzat bu çalışmanın şekillendirdiği ve yine doğrudan sınıf içinden kazandığı güçlerle illegal devrimci örgütlenmesini sağlamlaştıran adımlar attı. Üstelik bunu, parti örgütünü ve devrimin özgür çağrısını yeni alanlara yayma başarısıyla birleştirdi. İşte ikincisinin birikimi üzerinden toplanan 3. Kongremiz, stratejik doğrultumuza uygun bu kazanımları pekiştiren ve yeni bir düzeyde üretmeyi ve büyütmeyi önüne koyan bir irade birliği yaratmış olduğunu ilan etmiş bulunuyor.

Sol akımların iddialarını yitirdiği, sürekli bir sağa kayış ve düzen içine yuvarlanmanın yaşandığı günümüzde, devrimci örgüt iradesini ve sınıf eksenli parti hedefini yalnızca öznel ihtiyaçlar olarak kavramak, sınıf mücadelesinin mantığına ve tarihsel deneyime gözlerini kapayanların işi olabilir.

Ayrıca bu hedeflerin, dünyanın genel gidişatına bakıldığında dahi nasıl bir yaşamsal önem taşıdıkları görülecektir. Artık emperyalist-kapitalizmin insanlığın derdine çare olmak gibi bir iddiası da, bu yalanı ayakta tutacak taakati de yoktur. Son bir yıldır yeryüzünde milyonlarca işçi pervasızca kapı önüne konularak, açlığa ve yıkıma terk ediliyor. Doğal afetlerin kapitalizmin dünyaya yaptığı kötülüklerin bir ürünü olduğunu umarsızca itiraf etmek zorunda kalıyorlar. Yine emperyalist savaş ve saldırganlık, yeni hedeflere yoğunlaşarak dünyayı yakıp yıkmaya devam ediyor. Kriz koşulları emperyalist nüfuz mücadelelerini ve saldırganlığı iyice azdırmış bulunuyor.

Tüm dünyada ve özellikle de devrimci damarın her şeye rağmen güçlü olduğu Türkiye gibi ülkelerde burjuvazi, işçi sınıfı ve emekçilerin büyük çıkışlarına hazırlık yapıyor. Örneğin bugün işçi sınıfımızın başkenti İstanbul’da adım başı kamera, adım başı muhbir, adım başı polis kontrolü ve terörü olağan bir hal almış durumda. Her türlü siyasi, askeri, teknik hazırlık işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin büyük toplumsal kalkışmalarına göre yürütülüyor. Çünkü kriz koşulları kitlelere havuç yerine sopa uzatmayı daha şiddetli bir şekilde dayatıyor.

Tam da böylesi koşullarda illegal devrimci partiyi işçi sınıfının bağrında büyütme çabasını, sınıf devrimcisi olup olmamakla, proleter devrim davasını ciddiye alıp almamakla eş anlamlı gördüğümüzü burada bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Bu bilinçle güne yüklenen yoldaşlarınız olarak, Ekim Devrimi’nin 92., Partimizin 11. yılını kutluyor, yeni mücadele yılında başarılar diliyor, hepinizi devrimci coşkuyla selamlıyoruz.

Şan olsun TKİP III. Kongre’sine!
Yaşasın Partimiz TKİP!

İstanbul İl Komitesi

 

Sınıfının partisini adım adım inşa ediyoruz!

Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar!

Komünist hareket ‘90’lı yılların başında, 21. yüzyılı kapitalist barbarlık, emperyalist savaşlar ve proleter devrimler çağı olarak nitelendirmişti. Aradan geçen yaklaşık 20 yıllık zaman dilimi içerisinde, emperyalistlerin sayısız bölgesel müdahalesi, boğazlaşmalar ve bir kısmına hala tanık olduğumuz açık emperyalist işgaller yaşandı. İlaç yetersizliğinden halkların sağlık araçlarından yoksunluğuna, açlık ve gıda savaşlarından dünya ölçeğinde gerçek bir bunalıma dönüşmüş olan işsizliğe, insanlık kapitalist barbarlığın bin bir tülü kötülüğüne bugün her zamankinden daha fazla tanık oluyor ve acısını çekiyor. Şimdilerde ise bu tabloya, dünya kapitalist sisteminin yaşadığı büyük bunalımın yeni sonuçları ekleniyor.

 Emperyalist-kapitalist düzen büyük bir ekonomik, sosyal, siyasal bir bunalımın içinde çırpınıyor ve  kendine çıkış yolları arıyor. Kapitalist  krizin üstünden bir yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına karşın hala kendini toparlayabilmiş değil. Üstelik işçi sınıfı ve emekçi halkların emperyalist-kapitalist düzeni zorlayacak ölçüde bir mücadelenin yokluğuna rağmen bu böyle. Kapitalist düzenin merkezlerinde işsizlik, sefalet ve yoksulluk hat safaya ulaştı, sokakta yaşayanların sayısı her geçen gün artıyor. Büyük emperyalist tekellerin batışı devasa mali yardımlarla önlenirken, barınaksızlık, işsizlik ve açlığın pençesindeki milyonlarca emekçinin sefalet tablosu karşısında kapitalistlerin kılı kıpırdamıyor. Bir kez de bu tablo aracılığıyla görülmektedir ki, kapitalist barbarlığın insanlığa verecek hiçbir şeyi kalmamıştır.

Türkiye de kapitalizmin dünya ölçeğinde yaşadığı bu bunalımdan payını fazlasıyla almaktadır. Bujuva ekonomistlerinin, kalemşörlerinin ve sermaye hükümetinin tüm perdeleme çabalarına rağmen kapitalist kriz ülkemizde de milyonlarca emekçinin yoksullaşmasına ve sefaletin derinleşmesine yol açtı. İşsizlik oranları resmi rakamlarda bile %14’lere tırmandı.

Elbette dünya kapitalizminin bu tablosu dünya ölçeğinde olduğu gibi ülkemizde de  büyük toplumsal mücadelele dinamiklerini kendi içinde barındırmaktadır. İşçi sınıfı hareketinin ve toplumsal mücadelenin bugünkü zayıf tablosu ilelebet sürmeyecektir. Kuşkusuz bu beklenti biz komünistlerin devrimci iyimserliğinden ileri gelmemekte,  bir dizi nesnel olgu ve belirti bunu bugün daha kuvvetle göstermektedir. Dahası, 20 yıl önce Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından sosyalizmi tarihe gömen bujuva ideologları, kapitalizmin büyük bunalımı karşısında bugün sosyalizmin gerçekte hiç kaybolmayan itibarını iade etmek zorunda kalmaktadır. Bütün bu gelişme ve yaşananlarla birlikte açıklıkla söyleyebiliriz ki, sosyalizm her zamankinden daha fazla günceldir.

Parti yurtdışı örgütümüzün bu yıl düzenlediği gece etkinliği üç anlamlı çakışmaya ev sahipliği yapıyor. Partimizin 11., Ekim Devrimi’nin 92. yılını komünistler 3. Kongre’nin ilanıyla karşılıyorlar. Elbette bu çakışma coşku ve heyecanımızı daha da arttırmıştır. 3. Kongre’sini ilan eden partimiz önümüzdeki dönemin mücadelelerine çok yönlü bir hazırlıkla giriyor. Yeni bir devrimler ve toplumsal mücadeleler dönemine girdiğimizin açık bilincine dayanan bu  hazırlıkların öne çıkan en önemli yanı “Sınıf eksenli partiye geçiş”dir. Kuşkusuz önümüzdeki bu mücadele dönemine işçi sınıfının damgasını vuracağı kesindir. Bir dizi çelişki ve çatışmanın bağrında düğümlendiği Türkiye topraklarında partimiz işçi sınıfının pratik ve siyasal önderliğini adım adım inşa etmektedir, tüm çaba ve enerjisi bu yöndedir.

Bu inşa çabasının İzmir’deki yapıcıları olarak, parti yurtdışı örgütümüzün ”Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde!” şiarı ile düzenlemiş olduğu geceyi devrimci coşku ve kararlılığımız ile selamlıyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.

İzmir İl Komitesi


III. Parti Kongremiz sosyalizmde ısrarın ilanıdır!

Merhaba dostlar, yoldaşlar!

Ankara’da, sermayenin başkentinde sınıfın, devrim ve sosyalizm bayrağını dalgalandıran komünistler olarak “Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde!” şiarıyla düzenlenmekte olan etkinliği ve sizleri, şanlı Ekim Devrimi’nin 92., partimiz TKİP’nin 11. Yılını ve gerçekleşen  3. Parti Kongresi’nin coşkusuyla selamlıyoruz.

Bugün kriz ve bunalımlar içerisinde debelenen emperyalist kapitalist sistem gün be gün dünyamızı yıkıma sürüklemektedir. Emperyalist savaş ve işgaller, açlık ve yoksulluk, servet ve sefalet arasındaki her geçen gün büyüyen uçurum, mazlum halkların köleleştirilmeye çalışılması, doğanın-dünyanın vahşice talan edilmesi, mevcut kapitalist sistemin en yalın aynasıdır. Dahası kapitalist sömürü düzeni kendi krizinin ve çürümüşlüğünün tüm faturasını milyarlarca emekçinin sırtına yükleyerek ayakta durabiliyor. Sermaye güçleri ekonomik ve sosyal faturayı emekçilere ödetmeksizin sistemlerinin devamını sağlayamayacağını biliyor.

İşte tüm bu gelişmeler sosyalizmin güncelliğini ve yakıcılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız sorunların gerçek manada ve kalıcı bir şekilde çözülebilmesi için kapitalizmin devrimle aşılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Gelinen yerde insanlığın, dahası gezegenimizin geleceği buna ihtiyaç duymaktadır. İşte biz komünistlerin bu topraklarda ortaya koyduğu çizgi ve onun ete kemiğe büründüğü partimiz bunun bilinci ve iradesidir. Dahası kapitalist sömürü düzenine karşı insanlığın kurtuluşu davasında bir savaş çağırısıdır. Toplamında 22, parti şahsında geride kalan 11 yıl boyunca tüm pratiğimiz bu bilimsel gerçeğin gerçekleşmesine hizmet etmiştir. Geride kalan yıllar bu tarihsel davayı taşımanın onurudur aynı zamanda. Bir kez daha böylesi bir etkinlik vesilesiyle bu onuru siz dostlarımız ve yoldaşlarımızla birlikte paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Dostlar, tarihsel yürüyüşümüzün bu aşamasında bir dizi anlamlı gelişmeyi bir arada yaşıyoruz. Bunlardan birisi de sınıfın ihtilal iradesi olan partimizin III. Kongresi’dir. III. Parti Kongre’miz  devrim davasında kararlılık ilanıdır. III. Parti Kongremiz sosyalizmde ısrarın ilanıdır. III. Parti Kongremiz sınıfın illegal ihtilalci iradesinin savaş çağırısıdır. Ankara’dan komünistler olarak III. Parti Kongremizi selamlıyor, sizleri de III. Kongre’den aldığımız güç ve coşkuyla selamlıyoruz.

Yaşasın partimiz TKİP!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Ankara’dan Komünistler

 

Sosyalizmin zaferi için parti saflarına!

Partimizin “Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde!” şiarlı gecesinin hazırlanmasında emeği geçen yoldaşlar, varlıklarıyla bizi onurlandıran değerli dostlar, hepinizi devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

Yoldaşlar, dostlar,

III. Kongresini başarıyla tamamlayarak güçlü bir moral, sağlam bir özgüven, tok bir iddia ile 12. yılına adım atan partimiz, kriz içinde debelenen kapitalizmin dayattığı “barbarlık içinde çöküş”e karşı “tek alternatif sosyalizm!” şiarını yükseltmektedir.

Bu devrimci şiarı yükselterek, dünya proletaryasının, emekçilerinin ve ezilen haklarının çaresiz olmadıklarını savunan partimiz, partileri önderliğinde örgütlenmiş enternasyonal proletaryayı sosyalizmin zaferinin güvencesi saymaktadır.

TKİP, “Çözüm sosyalizmde!” şiarını yükseltmekle kalmıyor, sosyalizmin zaferi için kadroları, militanları ve sempatizan güçleriyle tüm alanlarda kararlılıkla mücadeleyi de sürdürüyor.

Dostlar, yoldaşlar,

Sosyalizmin zaferi için işçi sınıfıyla etle-tırnak misali bütünleşmenin önemi konusunda berrak bir bilincin temsilcisi olan TKİP, III. Kongresi ile “Sınıf eksenli partiye geçiş” hedefini ilan etmiş bulunuyor.

Sınıf eksenli partiye geçiş hedefini heyecanla karşılayan biz TKİP’li komünistler, işçi sınıfı ile partisi arasındaki açıyı kapatma iddiasıyla mücadelenin sıcak alanlarında coşkuyla faaliyet yürütmekteyiz.

III. Kongre’nin saptadığı hedeflere ulaşma kararlığında olan komünistler, marksist-leninist dünya görüşü ve bu öğretinin Türkiye’deki yegane temsilcisi olan TKİP’nin proleter devrimci çizgisinden aldıkları güçle sosyalizmin zaferi uğruna tereddüt etmeden yollarına devam etmektedirler.

Kaçınılmaz olan sosyalizmin zaferi için parti saflarına!
Yaşasın TKİP!
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Adana’dan Komünistler


Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Dostlar, yoldaşlar,

Şanlı Ekim Devrimi’nin 92., partimizin 11. yıldönümü vesilesiyle düzenlediğiniz gecemizi tüm devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

Emperyalist-kapitalist rejimin yapısal bunalımının açıkça görüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Bu bunalım, dünya işçi ve emekçilerinin üzerindeki kölelik prangalarını kalınlaştırıyor, onları açlık ve sefalet koşullarına mahkum ediyor.

Türkiye burjuvazisi de krizinin tüm yükünü işçi ve emekçilere yüklüyor. İşsizlik ve yoksulluk ile Türkiye işçi sınıfının hayatını cehenneme çeviriyor. Mazlum Kürt halkı üzerinde uyguladığı geleneksel imha ve inkar politikasını “demokrasi” maskesiyle sürdürüyor.

Bu koşullarda “Ya barbarlık, ya sosyalizm!” ikilemi kendisini daha yakıcı bir biçimde hissettiriyor. Barbarlıkta sınır tanımayan kokuşmuş burjuva düzeni, kendi çöküşünü de hızlandırıyor. Tam da bu noktada, burjuvazinin mezar kazıcısı proletaryanın tek silahı olan örgüt ihtiyacı kendisini gösteriyor. 

Tarih sahnesine çıkışından beri bu ihtiyacı gidermeyi ilk hedef olarak belirleyen komünistler, bu iddialarına uygun ideolojik-politik çizgi ve konumlanışlarıyla Parti’yi örgütlemiş, şimdi de Parti ile devrimi örgütleme hedefine kilitlenmiş bulunuyorlar.

Partimiz, proleter devrimin bircik güvencesidir. Çünkü O, yolunu proletarya sosyalizminin ışığıyla aydınlatıyor. Tüm tasfiyeci cereyanlara rağmen, illegal-ihtilalci örgütü her geçen gün daha da güçlendiriyor. Bir zamanlar düşmanın “kurdurtmayacağız, kursanız da yaşatmayacağız” dediği Parti, geride bıraktığı 11 yıl ve bu süreye sığdırdığı üç kongre ile bilimsel sosyalizmin bayrağını layığıyla taşıdığını dosta düşmana göstermiş bulunuyor.

Bursa’dan komünistler olarak, Parti bilinci ile mücadele bayrağımızı yükseltiyoruz. Orak-çekiçli kızıl bayrağımızın ülkenin her yerinde dalgalanacağı günlerin özlem ve inancıyla hepinizi selamlıyoruz.     

Yaşasın proletarya sosyalizmi!
Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Bursa’dan Komünistler

 

Alaattin yoldaş ölümsüzdür!

Şanlı Ekim Devrimi’nin 92., yeni Ekimler’in Partisi TKİP’nin 11. yılında düzenlediğiniz etkinliğe katılan tüm işçileri, emekçileri ve yoldaşları devrimci inanç ve umudumuzla selamlıyoruz.

11 yıl önce zorlu ve keskin bir süreçten geçilerek, devrimci ideoloji, kararlılık ve devrimci irade kuşanılarak kurulan Partimiz, Türkiye devriminin muzaffer savaşçısı, Türkiye proletaryasının yegane öncüsü olduğunu dosta düşmana göstermiştir. Partimizin kuruluş yıldönümünde taşıdığımız sorumluluğun bilinciyle, partiyle kuşatılmış devrim savaşçıları olmanın haklı onur ve coşkusunu yaşıyoruz. Ancak bugün derin bir hüzün taşıyoruz.

Yoldaşlar!

Proletarya partisi yiğit bir devrimci neferini yitirdi. Sermaye devletinin gözü dönmüş kanlı faşistlerinin açtığı ateş sonucu yiğit yoldaşımız Alaattin Karadağ şehit düştü. Devrim ve sosyalizm yolunda Partisine yılmaz bir inançla bağlıydı yoldaşımız. Milyonlarca işçi ve emekçiye açlık, sefalet, kan ve gözyaşı dayatan kapitalizm belasına büyük bir sınıfsal kin besliyordu. Zulmün diktatörlüğü son bulmalı, insanca yaşanacak sınıfsız, sömürüsüz bir dünya inşa edilmeliydi. Bunun için sınıfın şanlı Partisine, her devrim neferine, tüm işçi ve emekçilere büyük sorumluluklar düşüyordu. Yoldaş buna inandı, bunun için yaşadı, bunun için savaştı. Omuzlayarak bu onurlu görevi, kuşanarak Partisinin ideolojisini, kuşanarak Habip’in, Ümit’in, Hatice’nin, Hüseyin’in çelikten iradesini, yükseltmek için kızıl bayrağı göndere, çıktı bu onurlu ve zorlu yola. O da tüm şehitlerimiz gibi düşürmeden, leke sürdürmeden devretti bayrağı yoldaşlarına.

Yoldaşımız sınıfına duyduğu inançla, yüreğinde duyduğu devrim ve sosyalizm özlemiyle, bilincinde Partiyle, göğüsleyerek ölümü, aramızdan ayrıldı. Partimizin, yoldaşlarımızın, Türkiye ve dünya proletaryasının başı sağolsun. Hüznümüz büyük. Bir yıldızımızı daha taşıyoruz alınlarımızda. O hep yanımızda, davamızda kalacak.

Bugün hüznümüzü gömerek yüreğimize, yoldaşımızın devrettiği bayrağımızı daha da yükseltme günüdür. Çünkü bugün bayrağımız şehidimizin kanıyla daha da kızıllaştı, orağımız daha da keskinleşti, çekicimiz daha da güçlü, yıldızımız daha da yükseklerde. Artık gün, kuşanarak şehitlerimizin yiğitliğini, iradesini, sınıfı Partiye kazanma, Partiyle devrimi taçlandırma günüdür.

Alaattin yoldaş ölümsüzdür!
Katil devlet hesap verecek!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Yaşasın Partimiz TKİP!

Esenyurt’tan Komünistler

 

Parti, sınıf, devrim!

Yoldaşlar, dostlar!

Partimizin 11. yılı vesilesiyle gerçekleştirmiş olduğunuz bu onurlu geceyi saygıyla selamlıyoruz. 

Bizim bayrağımızın rengi kızıldır. Bu bayrak yüzyıllardan beri süregelen insanlığın kurtuluş mücadelesinin bize bıraktığı mirastır. Bu bayrakta Prometheuslar’ın, Demirci Kawalar’ın, Albert Parsonslar’ın, Mustafa Suphiler’in, Kemal Pirler’in, İbolar’ın, Mahirler’in, Denizler’in kanı vardır. Bu bayrak kanla yazılan tarihin silinmez olduğunu dosta ve düşmana gösteren Habip, Ümit, Hatice ve Hüseyin yoldaş tarafından daima en yükseklerde tutulmuştur.  Yoldaşlar bayrağımızı devrimci adanmışlık, davaya bağlılık ve fedakarlıklarıyla beslemişlerdir. Bugünler bayrağımızın en yüksekte olduğu günlerdir. Tasfiyeciliğin hızla yayıldığı, parlamentarizmin adeta moda olduğu, devlet terörünün azgınlaştığı şu günlerde, bayrağımızın geçmişine ve rengine sahip çıkmak daha bir önem kazanmaktadır. Marksist-leninist ideolojinin, devrimci örgüt fikrinin, ihtilalci bakışın, sınıf devrimciliğinin Partimiz tarafından korunuyor ve geliştiriliyor olması, geçmişten devralınan bu mirasın, bu bayrağın ancak saflarımızda korunabileceğini ve güçlendirilebileceğini göstermektedir.

Düşünen ve savaşan militanlar geleneğini yaratanların yoldaşları olarak bayrağımızı tüm bedeller pahasına en yükseklerde tutacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

Yakın zamanda toplanan TKİP 3. Kongresi’ni de bu vesileyle selamlıyoruz.

Parti, sınıf, devrim!
Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Şan olsun TKİP’nin 3. Kongresi’ne!

Kartal’dan Komünistler


Yeni Ekimler için yürüyoruz!

Zaman devrime akıyor, tarihin kızıl sayfaları yazılmaya devam ediyor. Geçmişimiz geleceğimize yol gösteriyor, düşenlerimiz umut tohumlarımızı toprağa serpiyor. Yeniden yeniden filizleniyor, insanoğlunun büyük savaşına hazırlanıyoruz. Barbarlığın karşısına dikilecek işçi sınıfı ordusunu topluyoruz. Zaferlerin coşkusunu yaşayarak, yenilgilerin derslerini bir an bile aklımızdan çıkartmadan ateşi harlıyor, demire şekil veriyoruz. Tankları, topları bertaraf edecek kılıçlarımızı demirci tezgâhlarında dövüyor, inancımızı keskinleştiriyoruz.

Tarihin kızıl sayfaları içinde Lyon işçileriyle birlikte ayaklanmaya katılıyor, “Çalışarak yaşamak ya da savaşarak ölmek” diye haykırıyoruz. Komünist Manifesto’nun dizgisini yapıyor, Kapital’in nüshalarını çoğaltıyoruz. Paris Komünarları’yla birlikte barikatı güçlendiriyor, kundura tezgâhında Enternasyonal’in ilk dizelerini yazıyoruz. 1905’te Petersburg’ta greve çıkıyor, vardiya çıkışı işçilere sesleniyoruz. 1917 Ekim’inde düşleri gerçek kılan en büyük eylemimizi hayata geçiriyor, buzu kırıp yolu açanlarla omuz omuza yürüyoruz. Lenin’in inançlı gözlerine bakarak konuşmasını coşkuyla dinliyoruz. “Bugüne değin çocuklarımızın göreceği günlerden masaldaymışçasına söz açılırdı. Ama şimdi yoldaşlar, temelini attığımız sosyalist toplumun bir düşler ülkesi olmadığını açık seçik görüyorsunuz. Çocuklarımız daha büyük bir çabayla bu yapıyı yükselteceklerdir.”  

Bugün sınıfla birlikte nefes alıyor, sınıfın bağrında güçleniyoruz. Ekim’in gösterdiği yoldan Yeni Ekimler için yürüyoruz. Ve söz veriyoruz; tarihin kızıl sayfaları başlatılan büyük yürüyüşün zaferini de yazacaktır.

Ekim Devrimi’nin 92, Partimizin 11. yılını, 3. Kongre´mizin kattığı güç ve moralle birlikte coşkuyla kutluyor, gecenizin başarılı geçmesini diliyoruz.

Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Yaşasın TKİP!

Pendik’ten Komünistler

Şan olsun 11. yılında TKİP'ye!

Merhaba dostlar, yoldaşlar!

Emperyalist-kapitalist sistem içinden geçmekte olduğumuz dönemde bunalım içinde debeleniyor. Bu bunalımı atlatarak sömürü sisteminin devamını sağlamak için ise işçi ve emekçilere yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak arttırıyor. Kapitalizm yaşamış olduğu bunalım işçi ve emekçileri ve dünya halklarını açlığa, sefalete ve yeni yıkımlara mahkum ediyor.

Kriz içerisinde debelenen Türkiye kapitalizmi de krizin bedelini işçi ve emekçiler ödetmek için tüm imkanlarını seferber etmiş bulunuyor. Krizi fırsata çevirmeye çalışan kapitalistler sıfır zam dayatmasından ücretlerin düşürülmesine, ücretsiz izinlerden işten atmalara, sosyal güvence hakkının tasfiyesinden örgütsüzleştirmeye kadar bir dizi saldırıyı adım adım hayata geçiriyor.

Sınıfa yönelik kapsamlı saldırıları hayata geçiren sermaye devleti, bir yandan da devrimci mücadeleyi ezmek için var gücüyle çalışıyor. Faaliyeti engellemeye yönelik faşist saldırılardan gözaltı ve tutuklama terörüne kadar birçok yol ve yöntemi kullanıyor.

Sermaye devletinin AKP eliyle yürüttüğü ikiyüzlü Kürt açılımı yaygarası eşliğinde Kürt halkına yönelik saldırılara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Devletin resmi politikası olan inkar ve imha politikasına farklı maskeler giydirilerek Kürt halkı teslim alınmaya çalışılıyor.

Dünyada ve Türkiye'de yaşanan gelişmeler devrimin aciliyetini her geçen gün daha da yakıcı bir biçimde hissettiriyor. Bundan 92 yıl önce gerçekleşmiş olan Ekim Devrimi dünya proletaryasına ve ezilen halklara ışık tutmaya devam ediyor. Ekim Devrimi 92. yılını geride bırakırken, yeni Ekimler’in partisi 3. Kongresini toplamış olarak 12. mücadele yılına adım atıyor.

Burjuva gericiliğinin hakim olduğu Türkiye topraklarında, 22 yıldan beri karşısına çıkan tüm zorluklara karşı amansız bir mücadele yürüten komünist hareket, partili mücadelede 11 yıldan beri sınıfı partiye kazanarak partiyle devrimi kazanmaya doğru yürüyor. Ve bunu tasfiye rüzgarlarının estiği, liberal savrulmaların yaşandığı, devrimci örgütlerin bir bir reformizm batağına saplandığ ve yasalcılığın devrimci örgütün önüne geçtiği bir Türkiye'de illegal ihtilalci örgütten ve çalışmadan ödün vermeden gerçekleştiriyor. Attığı her adımda devrimci örgütü güçlendirmeyi hedefliyor.

Bizler de komünist partisi saflarında savaşan militanlar olarak, partimizin göstermiş olduğu yolda adım adım ilerliyor ve çalışma yürüttüğümüz bölgede tüm gücümüz ve enerjimizle partiyi sınıf içerisinde güçlendirme hedefiyle hareket ediyoruz. Çalışmalarımızı fabrikalarda ve sanayi havzalarında ilmek ilmek örerek yeni güçlere ulaşıyoruz. Partimizin burjuvazinin sınıf egemenliğine karşı açmış olduğu savaş bayrağını kendi bulunduğumuz alanda daha da yükseklere taşımak için tüm güç ve olanaklarımızı seferber ediyoruz.

Türkiye işçi sınıfının ve ezilen halklarının tek kurtuluş şansı olan devrim ve sosyalizm mücadelesini daha da ileriye taşımak için saflarımızı sürekli illegal ihtilalci bilinç çerçevesinde eğiterek güne yükleniyor ve geleceği kazanmaya yürüyoruz.

Buradan bir kez daha yinelemek istiyoruz, sermayenin sınıf egemenliği son bulup kapitalizmin burçlarına kızıl bayrağımız dikilene dek, devrim ve sosyalizm mücadelesinde kararlı adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.

Ekim Devrimi’nin 92., Partimizin 11. kuruluş yılında yurtdışında gerçekleştirmiş olduğunuz “Kapitalizm krizde! Çözüm sosyalizmde!” gecesini Ümraniye’den komünistler olarak tüm devrimci coşkumuz ve heyecanımızla selamlıyoruz.

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Şan olsun 11. yılında TKİP'ye!

Ümraniye’den Komünistler

Partiyi kazandık, partiyle kazanacağız!

Yoldaşlar,

Şanlı Ekim Devrimi’nin 92. Yeni Ekimlerin Partisi’nin 11. yılında düzenlenen “Kapitalizm Krizde, Çözüm Sosyalizmde!” şiarlı etkinliği Genç Komünistler olarak kavganın ve 3. Parti Kongresi’nin coşkusuyla selamlıyoruz.

Kapitalist sistem, yaşadığı krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmeye çalışırken; bizlere sömürüden, sefaletten, kan ve gözyaşından başka bir şey veremezken, gençliğe de tüm bunların yanı sıra geleceksizlikten başka bir şey vaat etmemektedir.

Gençliğin gelecek özlemleri bastırılmaya çalışılmaktadır. Yeri gelmekte hayaller yaymaktadırlar, yeri gelmekte baskılarla sindirmeye çalışmaktadırlar. Apolitizasyon, yozlaşma, örgütsüzlük ve bireycilik kapitalist sistemin gençliğe dayattıklarıdır.

Tüm bunların karşısında birleşik, kitlesel, devrimci bir gençlik hareketi hedefi ile hareket eden genç komünistlerin sorumluluğu ortadadır. Komünist gençliğin mücadelenin bütün dönemlerini ve alanlarını kesen en öncelikli görevi, gençlik içinde proletarya sosyalizminin/işçi sınıfı devrimciliğinin bayrağını yükseltmek, ideolojide, politikada, değerler sisteminde ve nihayet belirleyici bir alan olarak pratik mücadelede bunu layıkıyla temsil etmeyi başarabilmektir. Bu başarılamadığı sürece, komünist gençliğin gençlik hareketi içindeki özel konum ve misyonundan söz etmenin herhangi bir anlamı kalmaz ve bu durumda sözünü ettiğimiz önderlik misyonu zaten yerine getirilemez.” Bu tespit halen günceldir. Bugüne kadar bu sorumluluk ve bilinçle hareket eden genç komünistler bundan sonra da bu bakışı koruyacaklardır.

Gençlik sorununun çözümü bu düzenin yıkılmasında olduğu içinder ki, gençlik bu düzeni yıkabilecek sınıfın safında yerini alacaktır. Gençliğin gelecek özlemine, devrim ve sosyalizm özlemine ancak işçi sınıfı yanıt olabilir. Gençliğin devrimci eylemi işçi sınıfının devrimci eylemiyle bütünleştiği ve onun arkasından aktığı ölçüde bir sonuç doğurabilir.

 “Devrimci gençliğin sonu gelmez bir ısrarla sürdürdüğü tutarlı bir dünya görüşü arayışını ancak proletaryanın dünya görüşü, Marksizm-Leninizm, karşılayabilir. Devrimci gençliği tutarlı bir dünya görüşüyle ancak proletaryanın komünist sınıf partisi eğitip donatabilir.”
“Komünistler ve sınıf bilinçli işçiler proletarya sosyalizminin gerçek sınıf bayrağını yükseltebildikleri ölçüde, gençliğin ön saflarından bu bayrağın altına akacak önemli güçler bulacaklardır...”

Gençliğin de bu yoldan başka kurtuluş yolu yoktur. Genç komünistler buna uygun bir örgütlenme, politika ve pratik içinde mücadeleyi büyütecektir.

Bu da ancak her açıdan daha güçlü bir komünist gençlik örgütlenmesi ile olanaklıdır. Bunun en temel ayaklarından birisi devrimci-militan kimlikte katedilecek mesafedir. Bu da her bir her bir genç komünistin partiyle arasındaki mesafeyi kapatmada göstereceği ısrar ve çabadır. Bu çaba partiyi gençlik içerisinde var etme çabasıdır.

Bu çaba mücadeleyle, partiyle ve devrim ve sosyalizm davasıyla bütünleşme çabasıdır. Nasıl ki partinin önünde sınıfı partiye, partiyle devrimi kazanma hedefi varsa, biz genç komünistlerin de bu hedefe uygun hareket etme, gençliği partiye, devrime, sosyalizme kazanma hedefi bulunmaktadır.

Bundan 92 yıl önce buzu kırıp yolu açan Rus proletaryası gerçekleştirdiği şanlı Ekim Devrimi ile ilk proleter devrimi gerçekleşmişse, bundan 22 yıl önce komünist hareket bu topraklarda ortaya çıkmışsa, 11 yıl önceOn yıl önce söz vermiştik; bu sözümüzü tuttuk. Partiyi kazandık! Şimdi sıra devrimde! Tarih bu sözümüzü tuttuğumuza da tanıklık edecektir” diyerek, devrim tarihimizde bir kilometre taşı olan TKİP’nin kuruluşu ilan edildiyse, tarih bu topraklarda yükselecek proleter devrimin zaferine de tanıklık edecektir.

Zafere ulaşacak proletaryaya öncülük edecek Yeni Ekimlerin Partisi’ni bu etkinlik vesilesiyle bir kez daha selamlıyoruz.

Partiyi kazandık, partiyle kazanacağız!
Gençlik partiye, devrime, sosyalizme!

Genç Komünistler


Üste