Logo

Kitle etkinlikleri üzerine


Kitle etkinliklerine müdahaleyi ele alırken, dışımızda örgütlenen eylem ve etkinliklerin ötesinde, öncelikle kendi alanlarımızda/zeminlerimizde örgütlediğimiz etkinliklerin sorunları üzerinde durmak bir ihtiyaç. Zira son dönemde bir dizi başlık üzerinden gerçekleştirdiğimiz etkinliklerin ortaya çıkardığı sonuçları çeşitli yönleriyle irdeleyip dersler çıkarmak, bundan sonraki etkinliklerin başarıyla örgütlenmesi bakımından önem taşıyor.

Bugün için dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken alanlardan biri, kitle etkinliklerinin örgütlenmesindeki tarz ve pratiğimizi eleştirel bir temelde ele alıp irdelemektir. Zira siyasal sınıf çalışmamızın kapsamı ve etki alanı giderek gelişip güçlenirken, bu etkiyi maddi güçlerin örgütlemesi planındaki bir güçlenme süreci ile yeterince birleştiremiyoruz. Bu zayıflık nereden kaynaklanıyor? Yoğun bir emek ve çaba üzerinden gerçekleştirilen kitle etkinliklerde hedeflenen kazanımların elde edilememesinin gerisinde ne yatıyor, neyi eksik bırakıyoruz? Saptanan hedeflerin yakalanmasında ne tür yetersizliklerle karşı karşıya bulunuyoruz? Çeper-çevre güçlerinin etkin bir tarzda harekete geçirilmesi ve harcanan enerjinin verimli ve amaca hizmet edecek biçimde kullanılmasında ne gibi zayıflıklar var? Bu ve benzeri sorular üzerinde ciddiyetle durmak ve sonuçlar çıkarmak durumundayız.

Kitle etkinliklerinin örgütlenmesindeki tarz ve pratiğimizi gözden geçiremediğimizde, örgütleyeceğimiz yeni etkinliklerde de benzer sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Öncelikli olarak işaret edilmesi gereken, etkinliklere hazırlık süreçlerinin örgütlenmemesindeki zayıflığın böylesi sonuçlara yol açtığıdır. Planlı ve çok yönlü bir ön hazırlığa dayanmayan ya da “baştan savmacı” bir anlayışla son ana sıkıştırılan, kendi içinde günü kurtarmaya yönelik bir tarzda örgütlenen her etkinlik bir başarısızlık örneği olarak karşımıza çıkaracaktır. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz kimi kitle etkinliklerinin zayıf tablosundan hareketle böyle bir değerlendirme yapma ihtiyacı duyuyoruz.

Parti olarak giderek daha çok işçi ve emekçinin gündemine giriyoruz. Onları etkileyip saflarımıza kazanmanın bir yolu da temel toplumsal-siyasal sorunlar ve gündemler ekseninde gerçekleştirilen kitle etkinliklerinin başarılı olarak örgütlenmesinden geçiyor. Sınıf ve emekçi kitleler dönem dönem belli gündemler/sorunlar üzerinden örgütlediğimiz kitle etkinlikleri üzerinden partimizi izliyor, tanımaya çalışıyor. Dolayısıyla gerek etkinliklere ön hazırlık sürecindeki tarzımız ve pratiğimiz gerekse etkinliğin ortaya çıkardığı sonuç, sınıf ve emekçi kitleler üzerindeki etkimizin dolaysız bir yansıması olacaktır. Az-çok hedeflerine ulaşan kitle etkinliklerinin gerek temel güçlerimiz, gerek çeper-çevremiz, gerekse dışımızdaki ilerici ve sol güçler üzerinde olumlu bir etki bıraktığı, moral-motivasyon yönünden güçlendirdiği biliniyor. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz kimi etkinliklerin böyle bir etki yarattığı tartışmasız. 

O halde, başarısız bir sonuçla karşılaşmamak için işi baştan sıkı tutmalı ve ciddi bir hazırlık içine girebilmeliyiz. Yeterli bir ön hazırlığa dayanmayan bir etkinliği örgütlemekten, son ana sıkıştırılan, zevahiri kurtarmaya yönelik bir tutum ve pratikten özenle uzak durulmalıyız. Böylesi yaklaşımları baştan savmacı bir tutumun göstergesi sayılmalıyız. Kimi zaman bunun örnekleri ile karşılaşabiliyoruz. Bu tür zayıflıklar karşısında gerekli müdahaleleri zamanında yapabilmeliyiz. Etkinliği örgütlemeye karar verdiğimiz andan itibaren başarıyı güvenceleyecek bir çaba ve yoğunlaşma içine girebilmeliyiz. Bunu başarmanın yolu öncelikle çok yönlü, planlı ve kolektif bir hazırlıktan geçiyor.

 

Kolektif bir hazırlık!

Kitle etkinliklerine hazırlık her şeyden önce kolektif bir planlama ve yoğunlaşma temelinde gerçekleştirilmelidir. Bunun için etkinliğe ilişkin her türlü bilgi, ayrıntı, görevlendirme vb. baştan sona somutlanmalıdır. Zamanlamasından temel ve çevre güçlerin nasıl harekete geçirileceğine, hangi araç, yöntem ve zeminlerin kullanılacağından hedeflenen sonuçların ve kazanımların neler olacağına kadar her şeyin kolektif  bir hazırlık ve müdahalenin konusu olmalıdır. Kolektife mal edilmeyen, sınırlı güçlere ve dar bir zamana sıkışmış, iyi bir ön hazırlık ve planlamaya dayanmayan her kitle etkinliği kaçınılmaz olarak amaçlanan sonuçları ve kazanımları sağlayamayacaktır.

Kitle etkinliklerinin örgütlenmesi, aynı zamanda çeper ve çevre güçlerimizin daha ileriden faaliyete katılmasını, eğitilmesini ve giderek çalışmanın örgütlü güçleri olarak kazanılmasını sağlama yönünde bir işlevi yerine getirebilmelidir.

 

Eğitim ve donanımızı güçlendiren bir temelde...

Kitle etkinliklerine hazırlığın temel boyutlarından biri de, örgütlenen gündem ya da soruna ilişkin olarak güçlerimizin eğitim ve donanımıdır. Etkinlik konusu genelliğinden çıkarılarak daha somut bir içeriğe kavuşturulabilmeli, böylece gündelik çalışmada yol açıcı bir işlev görebilmelidir. Bu da güçlerimizin etkinliğin konusuna/gündemine dair bir inceleme ve araştırma içine girerek birikimini arttırmasıyla başarılabilir.

Bu çaba aynı zamanda ele alınan konunun/gündemin gündelik faaliyette daha somut bir temele oturulmasını sağlayacak ve çizgimizin gündelik pratik içinde ete-kemiğe büründürülmesini kolaylaştıracaktır. Bir çizgi ancak stratejik hedeflere bağlanan taktik politikalar ve pratik içerisinde güç yaratabilir.

 

Sonuçları toparlamak ve kolektife maletmek

Üzerinde durulması gereken yönlerden biri de kitle etkinliklerinin sonuçlarının eleştirel bir değerlendirmeden geçirilerek partiye maledilmesidir. Deneyim ve derslerinden öğrenmektir. Bunu yapmaktan geri durabiliyor ya da yüzeysel değerlendirmelerle yetinebiliyoruz. Oysa gerçekleştirilen tüm eylem ve etkinliklerin sonuçlarını her açıdan ele alıp irdelemek, kazanımlarını olduğu kadar zayıflık ve yetersizliklerine saptayıp bilince çıkarmak, gelecekteki eylem ve etkinliklerin başarıyla örgütlenebilmesi için bir ihtiyaçtır. Büyük-küçük ayrımı yapmadan emek vererek örgütlediğimiz tüm kitle eylem ve etkinlikleri değerlendirerek geleceğe dönük dersler çıkarmalı, deneyimlerini süzmeli ve kolektife maledebilmeliyiz.

 Deneyimlerden öğrenmesini ve dersler çıkarmasını bilmeyenler geleceğe sağlam adımlarla yürümeyi başaramazlar. Bu aynı zamanda devrim ve sosyalizm iddiamızın ciddiyetine ne kadar uygun davrandığımızın da bir ölçütü olacaktır.


Üste