Logo

Liseli gençlik çalışması ve sorunları üzerine


Gençlik hareketinin bugünkü tablosuna ilişkin nesnel bir değerlendirme yapıldığında, esas olarak öğrenci hareketinden oluşan, bu öğrenci hareketinin ağırlığını da üniversiteli gençliğin oluşturduğu bir tabloyla karşılaşıyoruz. Ancak bu gerçeklik, ne liseli gençliğin gençlik katmanları içerisinde nicel planda tuttuğu özel ağırlığı, ne de barındırdığı dinamiklerin devrimci faaliyet açısından taşıdığı imkanları gölgeliyor. Sınıfsal çelişkilerin dolaysız yansımaları liselerin heterojen yapısında daha dikkat çekici bir biçimde açığa çıkıyor. Bu durum liseleri, etkin bir politik müdahale ile sonuç alınabilen alanlara dönüştürüyor. Çünkü liseli gençler eğitim-öğretim hayatlarının başından sonuna dek sınıfsal eşitsizliğin somut görünümleri ile karşılaşıyorlar. Sınıfsal konumun eğitim-öğretimin niteliğinde temel belirleyene dönüşmesi, somut bir biçimde sıralanabilecek irili ufaklı onlarca uygulamada öğrencilerin kolayca kavrayabilecekleri bir gerçeğe işaret ediyor. Dolayısıyla liseli gençlik düzen ve devrim arasındaki tercihi, kendilerine dayatılan eşitsizliği kabullenmek veya ona karşı tepki göstermek biçiminde erken yaşlarda yapabilme zorunluluğu ile karşı karşıya kalıyor. İşte bu nokta, sözünü ettiğimiz devrimci dinamiğin kaynağıdır. Doğru politik müdahale ile birleştiğinde, yoğunlaşan saldırılar ve derinleşen sorunlar karşısında liseli gençliğin tepkisizliğini kırabilmesinin imkanı da burada yatıyor.

Bugün toplumsal muhalefet içerisinde liseli gençliğin tuttuğu yerin son derece dar olmasının nedeni liseli gençlerin duyarsızlığı değildir. Evet, verili durumda duyarsız olduğu bir gerçektir. Ancak bir diğer gerçek, bu duyarsızlığın hızla kırılabileceği kesimlerin başında liseli gençliğin geldiğidir. Zira liseli gençlik bir dizi sorunla dolaysız bir biçimde ve oldukça erken bir dönemde tanışmanın yarattığı doğal bir açıklığa sahiptir. Onun verili duyarsızlığının gerisinde, bu duyarsızlığı kırma noktasında politik müdahalelerin eksikliği yatmaktadır.

Liseli gençliğin bugünkü durumunun anlaşılması ve temel sorununun politik müdahale sorunu olduğunun kavranması önemlidir. Zira bugün liselerde faaliyet gösteren bir dizi siyasal grubun bu konuda yaşadığı bilinç bulanıklığı, liseli gençliğin duyarsızlık engelini aşması noktasında ve politikleşme sürecinde büyük bir duvara dönüşüyor. Birçok siyasal grubun az ya da çok, sistemli ya da değil, liseli gençlik içerisinde yürüyen bir faaliyeti var. Ancak bu çalışmanın hedeflerine, bu çerçevede yürütülen faaliyete bakıldığında, bir liseli gençlik çalışmasından sözetmek mümkün değildir. Sözkonusu olan, bir ya da birkaç lisede belli unsurları hedef almış dar bir örgütlenme çalışmasıdır.

'80 karşı-devriminin gençliği depolitize etmede önemli bir yol katettiği bir gerçektir. Ancak gelinen yerde sorun, bu gerçeklik karşısında nasıl bir siyasal yönelim içerisine girileceğidir. '80 darbesi apolitik bir liseli gençlik yarattı diyerek politik unsurlara yönelen bir faaliyeti mi yürüteceksiniz, yoksa bu apolitizasyonu kırmayı hedefleyen ve liseli gençliğin geniş kesimlerine seslenen bir politik faaliyet mi öreceksiniz?

Eğer ilk yönelimi benimsemişseniz, açıktır ki, bir liseli gençlik çalışması ve politikasından söz etmek mümkün değildir, zira burada sözkonusu olan salt liselerden kadro çıkarma yönelimidir. Liselilerin genel sorunlarına dair politik bir yöneliminiz ve seslenişiniz yoktur. Bu yolla onlarca liseliyi örgütleyebilirsiniz, ancak liselerde politik bir özne haline gelemezsiniz.

Ama eğer yöneliminizi alanı politikleştirmek ve liseli gençliği kendi sorunları ekseninde örülecek bir mücadelenin öznesine dönüştürebilmek olarak belirlerseniz, ilk elden ürettiği sonuçlardan bağımsız olarak, liseli gençlik çalışmasına ilişkin bir yöneliminiz var demektir. Bundan sonrası bu yöneliminizi hayata geçirecek politikaları belirlemek ve bunları hayata geçirecek imkanları yaratmaktır. Bir liseli gençlik çalışması geliştirebilmenin tek yolu ve ön koşulu da budur.

Kendi açımızdan şunu söylememiz gerekiyor. Partimiz her dönem liseli gençlik çalışmasının taşıdığı önemi özel bir tarzda vurgulamıştır. Bu, beş-on liselinin örgütlenmesi değil, liselerde genel bir politik faaliyetin örülmesi ve liseli gençliğin toplumsal muhalefete kazanılması vurgusudur. Bugün hala hedeflediğimiz düzeye ulaşamadığımız açık olmakla beraber, belli iller düzeyinde liseli gençlik çalışması örebilmenin imkanlarını yaratacak adımları attığımızı söyleyebiliyoruz.. Bu imkanları yaratacak bir bakışa zaten sahiptik, ancak bugün araçlara da ulaşmışken, halihazırda belli başlı ayaklarını oluşturabildiğimiz ve birkaç yıldır kesintisiz bir biçimde süren liseli gençlik çalışması deneyimimizi paylaşmak gerekli hale gelmiştir.

Liselere özgü politikanın önemi

Liseli gençlik çalışması yürütürken öncelikle üzerinde durulması gereken nokta, alana özgü politika üretip, bu politikaları hayata geçirebilecek bir düzeye ulaşma hedefinin gözetilmesidir. Politika belirlerken doğal olarak liseli gençliğin özgün yanlarını göz önünde tutmalı, ama öncelikle liseli gençlik mücadelesinin önünü kesen temel sorun alanlarını doğru bir biçimde tespit edebilmeliyiz.

Öncelikle liseli gençliğin diğer gençlik katmanlarından farklı yanına değinmek gerekiyor. Liseli gençlik ağırlıklı olarak geleceğin işçi ve emekçilerini oluşturacak bir gençlik kesimidir. Dolayısıyla devrim mücadelesinin geleceği açısından bu kesimin örgütlenmesi ne denli önemliyse, düzen cephesinden de baskı altında tutulması aynı oranda önemlidir. Bunun doğal sonucu, liseli gençliğin kesintisiz bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya kalmasıdır. Düzen aralıksız olarak liseli gençliği hedef alan politikalar üretmekte, halihazırda göğüslenemeyen bu saldırılar liseli gençliğin örgütsüzlük tablosunu ve apolitizasyonu daha da derinleştirmektedir.

Toplumsal muhalefetin yaşadığı durgunluk ve özel planda üniversiteli gençlik hareketinin yaşadığı tıkanıklık da, liseli gençliğin önünü tıkayan temel iki sorunu (örgütsüzlük ve apolitizasyon) aşabilmesine engel olmaktadır. Bu durum liseli gençlik içerisinde faaliyet yürüten güçlerin temel önemde bir sorumluluğuna işaret ediyor. Bu sorumluluk, toplumsal muhalefetin farklı kesimlerinde yaşanan hareketliliklerin etkisinden yoksun olan liseli gençlik alanının iç dinamiklerine seslenmek ve bunlara müdahale edebilmek olarak özetlenebilir.

Örgütsüzlüğü aşmanın bir aracı: Liseli Gençlik Platformları

Liseli gençlik mücadelesinin temel sorununu örgütsüzlük olarak tespit ettiğimiz yerde, müdahaleyi bu alana yöneltme gerekliliği açıktır. Bugün halihazırda lise çalışması yürüttüğümüz yerellerde çalışmamızın temel aracı olan liseli gençlik platformları bu ihtiyacın ürünü, örgütsüzlüğü aşmaya dönük müdahalenin temel bir aracıdır. Liseli gençlik platformları en geniş kesimi içinde barındırmayı hedefleyen ve en geniş kesime seslenen politikalar üreten örgütlülüklerdir. Temel hedefi kurulduğu alanda liselileri politikleştirmek ve platform çatısı altında birleştirerek harekete geçirebilmektir.

Liseli gençlik platformları noktasında tartışılması gereken iki ana başlık vardır. Birincisi bu platformların gündemleri, ikincisi ise liseli gençliğin özgünlüğünden kaynaklanan esnekliğidir. Bu iki ana başlıkta açıklığa kavuşulduğunda, liseli gençlik platformlarının güncel plandaki işlevi daha doğru anlaşılabilecektir.

Liseli gençlik platformları düzenin liselerdeki örgütlülüğü karşısına devrimci alternatif olarak çıkmak durumundadır. Böyle tanımladığımızda, gündemler sorununa da önden yanıt vermiş oluruz. Platformlar liseli gençliğin kendine özgü her bir sorununu işlemenin yanı sıra, ülke ve dünya gündeminde öne çıkan güncel sorunları da işlemek durumundadır. Hedefimiz salt akademik-demokratik bir mücadeleye sıkışmış bir liseli gençlik mücadelesi geliştirmek olmadığına göre, her bir politik gündem, platform çalışmasının gündemi olabilir. Bir yereldeki platform çalışmasının geçen seneki faaliyetine bakıldığında bu görülecektir. Eğitim müfredatı, ÖSS, kayıt parası gibi liseli gençliğe özgü gündemlerin işlenmesinin yanı sıra, Irak işgali gibi bir politik gündem de çalışmada ağırlıklı bir yer tutmuştur. Aynı zamanda Erdal Eren, Kızıldere katliamı geniş bir çalışmaya konu edilebilmiştir.

Gündemleri belirlerken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, hangi gündemin öne çıkartılması gerektiğidir. Liseli gençliği kendi sorunları ekseninde harekete geçirmek gerekliliğine vurgu yaptığımız yerde, alana özgü sorunları öne çıkartan bir çalışma tarzı içerisine girmek sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bir dizi siyasal gündem de bazı yerellerde politikleşmeye yatkın kimi güçleri etkilememizi sağlayabilir. Ancak biz politikayı dar örgütsel hedeflerimiz üzerinden değil de liseli gençlik mücadelesinin ihtiyaçları üzerinden tartıştığımız yerde, açık ki öncelik ve ağırlık liseli gençliğin kendi özgün gündemlerine verilmek zorundadır. Liseli gençlik platformlarını gerekçelendirdiğimiz zeminle uyumlu olan da budur. Tersi bir yönelim, liseli gençlik içerisinde faaliyet yürüten devrimci demokrat akımların dar grupçu tutumları ile aynılaşmak olacaktır.

Liseli gençlik platformlarının esnekliği olarak tanımladığımız ikinci başlığa gelince, bu noktada sözü edilen örgütsel ve politik esnekliktir. Liseli gençlik mücadelesinin mevcut tablosu böyle bir esnekliği özellikle gerektirmektedir. Liseli gençlik bugün kendi sorunlarına dahi sahip çıkamamaktadır. Liselerdeki politik düzey gözle görülür bir biçimde düşüktür. Bunun bir yanı liseli olmalarının doğallığından kaynaklanırken, diğer yanı liseli gençliğin politikleşmesini kolaylaştıracak bir toplumsal hareketliliğin olmayışıdır. Bu durumda sorun bugün için çözümünü etkili bir politik müdahalede bulmaktadır. Liseli gençlik platformlarını liseli gençliğin en geniş kesimine seslenmeyi hedeflediğimiz araçlar olarak tanımladığımız yerde, harekete geçirmeye çalıştığımız kesimin politik düzeyi, örgütsel alanda özellikle de işleyişte çeşitli esneklikleri zorunlu kılmaktadır.

Liseli gençlik platformları örgütlendikleri alanlarda en kısa zamanda birimler oluşturma kaygısıyla faaliyeti örerler. Bu birimlerin oluşumunda esneklik ilden ile, hatta liseden liseye, liseli unsurların düzeyine bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Oluşturulacak her bir birim, faaliyeti örgütlemenin ötesinde liselilerin eğitilmesi işlevini yerine getirecektir. Liseli gençlik platformları liseli güçlerimiz politik pratik gelişimleri için uygun bir araç olmanın yanı sıra örgütsel eğitimin verilebilmesinin de güçlü bir imkanıdır. Merkezi politikaların bu birimler tarafından kendi alanlarına özgülleştirilmesi ve gerçekleştirilecek düzenli toplantılar bu eğitim imkanına işaret etmektedir.

Liseli gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri araçlarda ve bu araçların şekillenişi ve içeriğinde de alana uygun esneklikler gerekmektedir. Örneğin, bildirilerde kullanılan dil, bültenler için alınan yazıların sorunu anlatma düzeyi gibi bir dizi alanda ortaya çıkabilecek zayıflıkları doğal karşılamak gerekir.

Bütün bu söylenenlerden hareketle şu sonuca bir kez daha işaret etmek gerekiyor. Liseli gençlik platformları her yerelde yerelin düzeyine göre örgütlenen ve işlediği politik gündemi yerelin ihtiyaçlarını karşılayacak tarzda işleyen örgütlülüklerdir.

Liseli gençlik platformlarının araçları

Liseli gençlik platformlarının faaliyeti güçlendirmek için kullanabileceği onlarca araç vardır. Özellikle faaliyetin yürüdüğü liselere özgü araçlar mümkün mertebe değerlendirilebilmelidir. Eğitsel kollar, okul panoları vb... Faaliyetin yayılması açısından afiş, pul, bildiri, kuş gibi araçlar da elbette kullanılmak zorundadır. Ancak liseli gençlik platformlarında öne çıkan araçtan söz ettiğimiz yerde hiç kuşkusuz yayın faaliyeti özel bir yerde durmaktadır.

Bir liseli gençlik platformumuzun son iki senelik deneyimi bu açıdan açıklayıcıdır. İlgili platformumuzun kampanya dönemleri de dahil en temel aracı faaliyetin başladığı günden bu yana çıkardığı bülten olagelmiştir. Bülten, çalışmanın yürüdüğü lisede derinleşebilmesi, il genelinde yaygınlaşması ve yanısıra kurumsallaşması olarak sıralayabileceğimiz üç işlevi yerine getirmiştir.

Öncelikle bültenler platformların işlevine uygun bir biçimde bütün liselilere açıktır. Bu biçimde kavranması ve kullanılması gerekir. Çalışmamız olan bir lisede bülteni ulaştırdığımız her unsur, bu bültene yazı yazabileceğini bilmeli ve bülteni dağıtanlarca özel olarak da yazmaya yönlendirilmelidir. Yerellerde derinleşme olarak tanımladığımız işlevi buraya dayanmaktadır. Bülten okurlarımız bülten yazarı oldukları anda faaliyetimizin bir parçası olmaları kaçınılmaz hale gelmiş demektir. Deneyimler, genelde bültene yazı yazan unsurların bülteni sahiplenmelerinin güçlendiğini ve bülten dağıtımına katılarak doğrudan faaliyetin bir parçası haline geldiklerini göstermektedir. Aynı sonuç çalışmanın il düzeyinde yaygınlaşması noktasında da görülmektedir.

Çalışmanın kurumsallaşması noktasında bültenin işlevi daha farklı bir özellik gösterir. Yerellerde bültene gündem önerisi hazırlamak için ayda bir toplanan birimler oluşturulabileceği gibi, okurlarla yapılan bülten değerlendirme toplantıları çoğu kez anlamlı imkanlar üretebilmektedir. Bültenin gündemlerinin belirlenmesi sürecine aktif katılım, liseli güçlerimizin faaliyetin planlanması noktasında kazandıkları en anlamlı deneyimlerden birini oluşturmaktadır.

Bu noktada yerel bültenlerden de söz etmek gerekiyor. Yerel bülten çıkartmak elbette çalışmanın merkezi düzeyiyle birebir ilişkilidir. Ancak bir ilde merkezi düzeyde bülten çıkartma imkanına ulaşamamış olsak bile, tek bir lisede birden fazla dayanağımızın olduğu bir durumda yerel bültene yönelmek o lisedeki çalışmamız açısından anlamlı bir müdahale olacaktır. Yerel bültenler tek bir sayfadan oluşabileceği gibi dört sayfa da olabilir. Önemli olan çalışma yürütülen liseye doğrudan hitap etmesi ve oranın özgün sorunlarını tartışıyor olmasıdır.

Bültenler dışında özel olarak üzerinde durulması gereken diğer bir araçsa anketlerdir. Lise çalışmasında belirli periyodlarla anket yapılması, özellikle bu anketlerin bir kampanyanın parçası olarak ele alınması, anlamlı sonuçlar üretebilmektedir. Anket çalışması, hem liseli güçlerimiz açısından bir kitle çalışması deneyimi olması, hem de yürütülen faaliyetin geniş kesimlere taşınabilmesi açısından oldukça anlamlı olabilmektedir. Bu çalışmada dikkat edilmesi gereken nokta ise, anketin hızlı biçimde yapılabilmesi için az sayıda sorudan oluşması ve bu sorulardan birinin yorum sorusu olması gerekliliğidir. Az sayıda sorudan oluşması anketin okulda yapılabilmesini kolaylaştırabilmek içindir. Yorum soruları ise karşımızdaki liselinin ve okulun düzeyini anlayabilmemiz için gereklidir.

Anket çalışmasını bir kampanyanın ortasında kullanmak, hem örülen kampanyanın o zamana kadar ürettiği sonuçları görebilmek hem de kampanyayı güçlendirmek açısından önem taşır. Örneğin geçen sene söz konusu liseli gençlik platformunun yürüttüğü "Gerici Eğitim Müfredatı Kaldırılsın!" kampanyası sırasında yapılan anketler, anket çalışması öncesi dağıtılan bildirilerin liseliler tarafından okunduğunu ve ilgi çektiğini göstermesi açısıdan anlamlıydı ve bu sonuç kampanyayı ören güçlerimizi moral açıdan oldukça güçlendirmişti. Yapılan anketlerle yüzlerce kişinin kampanyadan ve sonucunda gerçekleşecek basın açıklamasından haberdar olması sağlanabilmişti.

Liseli gençlik mücadelesi belki de öncü müdahalenin niteliğinden en fazla etkilenen çalışma alanıdır. Bu açıdan liseli gençlik çalışmamızın merkezinde yeralan liseli yoldaşların eğitimi sorunu özel bir tarzda ele alınmalıdır. Her bir ileri liseli yoldaşımızın kendi gelişimine önem vermesini sağlamak için çaba harcanmalı ve bu gelişim ihtiyacı çok yönlü tanımlanmalıdır. Liseli yoldaşlarımız hem yaşamlarını devrimci bir tarzda örgütlemeyi hızlı bir biçimde kavramalı, hem kitle çalışmasında meşruluktan kaynaklı bir rahatlık içinde olmalı, hem de politikayı hayata geçirebilecek bir ideolojik-politik birikime sahip olmalıdır. Zira, çalışmanın başarısını liseli yoldaşlarımızın kimlikleri ve birikimleri belirleyecektir.

Çalışmamızı yaygınlaştırmanın etkin bir aracı: Merkezi lise yayını

Değerlendirmenin başında da vurguladığımız gibi, biz, liseli gençlik mücadelesinin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük bir liseli gençlik çalışmasının örülebilmesi yönelimine zaten sahiptik. Bugün ise güncel planda attığımız adımlarla bu yönelimi hayata geçirebilecek temel araçlardan birine kavuşmuş durumdayız. Yayın faaliyetine başlayan merkezi lise yayınımız, liseli gençlik çalışmamızın yaygınlaşmasında temel bir misyonu yerine getirecektir.

Liseli gençlik çalışmasının imkanlarına sahip olmadığımız ya da sınırlı imkanlara ulaşabildiğimiz iller açısından da bu yayın liselerde güçlü bir politik faaliyet yürütebilmenin bir aracı olabilmelidir. Çalışmanın asgari bir düzeye ulaştığı yerellerimizde ise bu yayın, çalışmanın kurumsal ayaklarının oturması ve politik etkisinin güçlenmesi açısından anlamlı bir işlev yerine getirecektir.

Merkezi lise yayını, liseli gençliğin kendine özgü politik sorunlarını ayrıntılı bir biçimde işlemenin yanı sıra, liseli gençliği hedef alan sosyo-kültürel saldırılar karşısında devrimci kültürü bir alternatif olarak kavratma yönlü bir çabanın aracı olacaktır. Liselilere kürsü işlevi görecek olan bu yayın açıktır ki aynı zamanda bir örgütlenme aracı olma işlevini yerine getirecektir. Tanışılan her liseliden yayını sahiplenmelerini sağlayacak olan okur mektupları istenmeli, yeni liselere ulaşmak, yeni liselilerle tanışmak amacıyla yayında röportaj, serbest kürsü vb. sayfalara yer verilmelidir.

Yayının dağıtımı özel bir tarzda ele alınmalı, ancak dağıtım planlaması yapılırken, ilgili yereldeki liseli gençlik çalışmasının yönelimleri tartışılmalıdır. Bu yapılmadığında, yayın hedefsiz bir biçimde kullanılmış olacak ve sunacağı imkanlar sınırlanacaktır. Hedefli ve sürekli bir dağıtım isd güçlü bir politik faaliyetin örgütlenmesi imkanına dönüşecektir.

Birçok siyasal akımın liseli gençlik mücadelesinden uzaklaştığı bir dönemde genç komünistler cephesinden atılan bu adım, liseli gençliğin öneminin kavrandığının bir göstergesidir. Etkili ve sistematik bir müdahale ile liseli gençliği mevcut darlık tablosundan çıkartma çabasının bir ifadesidir. Bu çaba tüm alanlarda sahiplenilmeli ve daha da güçlendirilmelidir. Sonuç alıcı soluklu ve sabırlı bir çalışma uzun vadede bizi başarıya ulaştıracak anahtardır!

Genç Komünistler


Üste