Logo

Sınıf temeli ve kadrolaşma sorunu açısından kitle çalışması


Sınıf temeli ve kadrolaşma sorunu açısından kitle çalışması

Kitle çalışması denildiğinde, öncelikle politikanın hayata geçiş süreçleri akla gelir. Elbette devrimci politikanın kitlelere taşınması, bunun araçlarının belirlenmesi ve kullanımı, sınıf ve emekçi kitlelerle faaliyet süreçlerinde kurulan bağlar, tüm bunlar dolaysız olarak kitle çalışmasının alanlarıdır. Fakat yarattığı sonuçlar üzerinden baktığımızda, kitlelere yönelik her politik-pratik müdahalenin çok daha geniş bir çerçeveye sahip olduğunu görebiliriz.

 

Parti çalışmasını derinleştirme ve  genişletme açısından kitle çalışması

Sınıf ve emekçi kitlelere yönelik yürütmekte olduğumuz faaliyet saflarımızda çoğu zaman tek yönlü algılanmakta ve belli araçların kullanımı üzerinden tanımlanabilmektedir. Bu sınırlı ve tek yönlü algı bir taraftan faaliyetin etkisini zayıflatan bir etkene dönüşmekte, öte taraftan örgütsel gelişimimizi ve güçlerimizin devrimcileşme süreçlerini sınırlayan sonuçlar üretebilmektedir. Bu aynı yaklaşım partimizi de bir darlığa mahkûm etmekte, gelişip güçlenmesinin önünde içsel bir engele dönüşebilmektedir.

Oysa, en genel anlamıyla kitle çalışması, devrimci siyasal faaliyetin kendini bulacağı, devrimci ilerleme ve gelişimin gündelik olarak sınanacağı nesnel bir alanı ifade eder. Kaldı ki, devrimcilik anlayışını sınıf eksenine oturtmuş olan biz komünistler için bu zemin vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bu önem en başta sınıfa dayalı devrim ve iktidar anlayışımız üzerinden kavranmalıdır. Özellikle III. Parti Kongresi’yle birlikte "sınıf eksenli parti" olma görevini öne çıkardığımız bu dönemde, kitle çalışmasını bu temel yaklaşıma uygun bir şekilde düzenlemeli, pratik faaliyete bu yaklaşım kılavuzluk edebilmelidir. Çizgimizi sınıf içerisine taşıma süreçlerimizi, bir başka ifadeyle kitle çalışmasını aynı zamanda devrimin gücünü biriktirme, saflarımızdaki niteliği yükseltme, parti çalışmasını derinleştirme ve genişletme süreci olarak tanımlayabilmeliyiz.

Komünistler olarak daha ilk çıkışımızda parti sorununu sınıf hareketi ile bütünleşme süreci üzerinden tanımlamıştık. II. ve III. Parti Kongreleri üzerinden ortaya konulan yaklaşım ve değerlendirmeler bu sürecin hala devam ettiğine işaret etmekte, bu yönü ile parti inşa sürecinin güncel görev ve sorumlulukları ortaya konulmaktadır. Sorunu somut bir düzleme çektiğimizde ise, sınıf kitleleri ile kurulan bağlara, partiyi bu alanda maddi bir güce dönüştürmenin sorunlarına ulaşırız.

Partiyi büyütme ve adım adım devrime yürüme süreci sınıf eksenli yürütülen kitle faaliyetinin ortaya çıkaracağı somut kazanımlarla doğrudan bağlantılıdır. Kitle çalışmamız tam da bu alanda sonuç ürettiği oranda doğru bir eksene oturmuş olacaktır. Ne var ki, kitle çalışmasının bu temel ve kritik önemi yeterince kavranamayabilmekte, hala tek yönlü bir düzleme hapsedilebilmektedir. Öyle ki yürüttüğümüz sınıf çalışması üzerinden yaratılan olanaklar bu nedenle kolayca heba edilebilmektedir.

Bu zaafiyeti aşmak için “sınıf eksenli parti” ve “sınıfı partiye kazanma” yaklaşımını, bu yaklaşımın güncel planda ortaya çıkardığı yükümlülükleri parti çalışmasının tüm alanlarına, en başta sınıf çalışması alanına somut bir şekilde taşıyabilmeliyiz. Siyasal faaliyetimizin bu yakıcı gündemini kitle çalışmasının her aşamasında kılavuz haline getirebilmeliyiz. Attığımız her adımda, hayata geçirdiğimiz her pratikte yukarıda altını çizdiğimiz stratejik yaklaşım her bir yoldaş için ölçüt olabilmelidir. Kitlelere yönelik gerçekleştirdiğimiz her pratikte, partiyi sınıf temeline oturtma bakışı üzerinden "hangi etkiyi yaratabildik, buradan giderek nasıl sonuçlar üretebiliriz, çalışmanın kazanımlarını hangi oranda toplama mal edebiliyoruz?" diye sorabilmeliyiz. Zira önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz siyasal faaliyetin başarısı en başta bu alanda atacağımız adımlara sıkı sıkıya bağlı olacaktır.

 

Kadrolaşma sorunu açısından kitle çalışması

Devrimci kitle çalışması kadroların dönüşümü açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Zira toplamda devrimci gelişim süreçleri kendisini en başta bu alanda, doğrudan toplumsal pratik üzerinden ortaya koyar. Mücadelenin tüm dinamizmi toplumsal yaşamın bağrındadır. Sınıflar mücadelesi ve bunun ortaya çıkardığı sosyal, siyasal ve kültürel sonuçlar da bu alan üzerinde şekillenir. Devrimci siyasal faaliyetin tüm alanlarında (politikadan örgüt ve kadro sorunlarına kadar) ortaya çıkan sorunları ve yaşanan gelişim süreçlerini bu nesnel zeminden ayrı düşünmek, bu somutluktan ayrı ele almak mümkün değildir.

Sınıf çatışmaları üzerinden şekillenen bu alan devrimci pratiğin de çıkış noktalarını oluşturmaktadır. Devrimci bir örgütün kitlelerin gündelik ve toplumsal pratiği ile ilişkilenme süreçleri, kitlelere yönelik gerçekleştirdiği politik-pratik müdahale biçimleri, dolaysız olarak kendi şekillenişi üzerinde de sonuçlar yaratır. Dolayısıyla kitleler içerisinde yürütülen devrimci siyasal faaliyet, aynı zamanda devrimci güçlerin dönüşüm ve gelişim süreçlerinin de nesnel zeminini oluşturur. Bu temel üzerinde yükselen devrimci eylem ve hareket tek tek kadroların gelişim süreçleri üzerinde belirleyici bir rol oynar.

Kitle faaliyetinin bu yönü her parti örgütü tarafından dikkatle gözetilmeli, ortaya çıkan sonuçlar büyük bir titizlikle ele alınmalı ve kitle çalışmasının kadro sorununu kesen yönleri özel olarak değerlendirme konusu yapılabilmelidir. Gerçek anlamda sınıfa önderlik edecek kadro birikiminin tam da bu zemin üzerinde şekilleneceği ve sayısız deneyimler içerisinden süzülmüş güçler üzerinden elde edilebileceği aşikârdır. Bizzat kendi deneyimlerimiz üzerinden bu gerçeği tüm açıklığı ile görebiliriz. Şehit düşen yoldaşlarımız bunun dolaysız kanıtlarıdır. Bu yoldaşlar nezdinde ortaya çıkan önderlik düzeyi ve birikim, hareket ettikleri sosyal pratik üzerinde yükselmiştir. Partimize ait olan bu değerli birikim gelinen yerde sadece önderlik düzeyinde değil tüm parti kadroları şahsında ete-kemiğe büründürülebilmelidir.

Dolayısıyla tüm parti organlarımız, yürütmekte olduğu gündelik kitle faaliyetini aynı zamanda kadrolaşmanın sorunları üzerinden ele alabilmeli, bu açıdan ortaya çıkan sonuçları toplama maletme bakışı ile titizlikle değerlendirebilmelidir. Sınıf içerisinde kitle çalışması yürüten devrimci militan ve kadroların gelişim süreçleri mevcut sosyal-siyasal pratik üzerinden izlenebilmelidir. Kadrolaşma sorunu kitle çalışmasının ortaya çıkardığı olanakların aynasında ele alınabilmeli, sadece yeni kadrolar çıkarma bakışı ile değil, mevcut güçlerin gelişim süreçlerinde de bir referans noktası olabilmelidir. Emekçi kitleler içerisinde yürütülen siyasal faaliyet içinde, güçlerin kesintisiz bir şekilde sınanabildiği, zayıf ve güçlü yönlerinin daha doğrudan kavranabildiği akıldan çıkarılmamalıdır. Kitleler içerisinde gün be gün devrimi örgütleme sürecinin aynı zamanda partimizin ve dolayısıyla kadrolarımızın gelişip güçleneceği, sarsılmaz bir yapıya kavuşacağı alan olduğu unutulmamalıdır.


Üste