Rayından çıkmış bir rejim gerçeği var ve yeni dengesini de ancak güç ilişkileri içinde, dolayısıyla ancak siyaseten bulabilecektir. Bu da sorunun artık hukuksal değil ama tümüyle siyasal olduğunu gösterir. Bu özellikle göz önünde bulundurulması gereken kritik önemde bir nokta. AKP’nin 2010 referandumundan bu yana artık yasa ya da hukuk diye...
Sonuçta sorulması gereken soruyu baştan soralım: Ekim Devrimi’nin dünya çapında yarattığı tarihsel etki ve bu devrime yol gösteren muazzam öğreti olmasaydı, bugün genel anlamda “sol hareket” kendisini nasıl tanımlayacaktı? İşçi hareketinin bugünkü “referansı” ne olacaktı? Devrimler geniş anlamıyla bir çağın tüm toplumsal dinamiklerini harekete geçirir...