Logo
< Eylem-amaç-anlam ilişkisi üzerine - M.Dağlı

Gençlik hareketi ve reformizm - D.Demir


Gençlik hareketi ve reformizm

D. Demir

Birçok yönüyle yeni bir dönemden geçiyoruz. Yayınlarımız farklı yönleriyle bu yeni dönem üzerinde duruyor ve bu dönemin ihtiyacını karşılayabilecek bir pratik, politik ve örgütsel gelişmenin öneminin altını çiziyor. Bu çerçevede gençlik hareketini ele almak, gençliğin durumunu, potansiyellerini ve gençlik çalışmamızı farklı yönleriyle değerlendirmek, dönemin özgünlükleri üzerinden hedefler belirlemek ve bu konuda etkili bir süreci örgütlemek görevi önümüzde duruyor.

Gençlik hareketini doğru bir bakışaçısıyla değerlendirmek, bu temelde zaaf ve yetersizlikleri ortaya koymak, ortaya çıkacak tablo üzerinden etkili bir müdahalenin yol, yöntem ve araçlarını yaratabilmek genç komünistlerin temel sorumluluğu durumunda.

Devrimci müdahale ihtiyacı!

Onyılları bulan sürecin doğal ve kaçınılmaz sonucu olarak gençlik hareketi içerisinde biriken mücadele potansiyeline farklı vesilelerle işaret ediyoruz. Haziran Direnişi’yle ortaya çıkan tablo değerlendirmelerimizin yeni bir düzeyde doğrulanması olmuştur.

Gençlik içerisinde biriken mücadele potansiyeli dönem dönem kendini dışa vurmaktaydı. Haziran Direnişi ise gençliğin aktif ve kitlesel katılımına tanıklık etmiştir. Bir bütün olarak kapitalist sistemin gençliğe hiçbir şey veremeyecek olması gerçeği ve gençliği hedef alan saldırılar, gençliğin mücadele potansiyelini mayalayan zemin durumundadır. Fakat tarihsel ve güncel birçok örnek üzerinden de anlaşılacağı gibi, tek başına derinleşen sorunlar ve bu sorunlar karşısında biriken öfke, mücadelenin gelişimi açısından yeterli değildir. Ancak devrimci temellerde gerçekleştirilecek bir müdahale, gençlik hareketinin doğru hedeflere yönelerek güçlenmesini sağlayabilir. Sistemin kendi doğasından kaynaklanan sorunlar üzerinden mayalanan bir potansiyel, sistemin temellerini hedefleyen, devrimci temellerde sorunları aşmaya çalışan bir bakış ve müdahale çabasıyla güçlendirilebilir.

Bugün gençlik saflarında biriken öfkeyi örgütlemek, devrimci kanallara akıtabilmek, büyüyen mücadele potansiyelini devrimci bir bakışaçısıyla değerlendirerek yönlendirmek, özcesi gençliğin her yönüyle devrimci önderlik ihtiyacını doldurmak çabası gündelik pratiğimizi belirleyenlerden biri olmak zorundadır.

Gençliğin devrimci önderlik ihtiyacını karşılayabilmek, ideolojik, politik-pratik ve örgütsel olarak dinamik bir gelişim ve mücadele sürecini gerektiriyor. Bu aynı zamanda gençlik hareketinin önündeki engellerle de çok yönlü bir mücadele süreci anlamına geliyor. Burada, bu engellerin en önemlilerinden biri olan reformizmi ele alacağız.

Reformizmin etkisi

Bugün gençlik hareketi içerisinde reformist etkinin belirgin bir ağırlığı var. Özellikle 1980 sonrası dönemde devrimci hareketin yaşadığı erozyon ve toplumsal mücadelenin yaşadığı tıkanmanın yansıması olan bu etki, gelinen yerde gençlik hareketinin devrimci temellerde gelişimine ket vuran en önemli etkenlerden biridir.

Reformist örgütler büyük bir bölümüyle dünün devrimci konumda bulunan örgütlerinin yaşadıkları tasfiyeci evrimin ürünüdür. Onyıllardır yaşanan tasfiye sürecinde devrimci iddia ve hedefler yitirilmiş, devrimci konum terkedilerek düzenin icazet alanına çekilinmiş, ideoloji, politika ve örgüt bu yeni konum üzerinden inşa edilmiştir. Devrimci iddia ve iradelerini yitirenler, kurulu düzeni kendi içerisinde reforme etmeyi programatik hedef haline getirmiş, buna uygun bir örgütsel bilinç ve şekilleniş yaratmışlardır. Bugün toplumsal mücadele dinamikleri içerisinde belirgin bir şekilde öne çıkan reformist atmosfer ve etkinin gerisinde bu olgu vardır.

Bu süreç gençlik hareketi içerisinde de yansımasını bulmuştur. Varolduğu kadarıyla gençlik hareketi ve mücadelesi içerisinde reformizm belirgin bir ağırlık kazanmıştır. Mevcut konumları ve etki düzeyleriyle gençlik hareketi içerisindeki ilerici potansiyeli büyük oranda bünyelerinde toplamakta, düzen sınırları içerisine hapsetmektedirler.

Sistemin temellerinden kaynaklanan çok yönlü sorunlar zemininde mayalanan gençlik hareketi ancak sistemi hedefleyen bir mücadele içerisinde gelişebilir, potansiyelini gerçek anlamıyla ortaya koyarak kendi kimliğini oluşturabilir.

Ufku düzen sınırlarını aşmayan, bu düzenin kimi kurumlarını hedef alan bakış ve politikalarıyla, bu zeminde oluşturdukları örgütsel yapılarıyla gençliğin mücadelesinin önüne düşme iddiasında olan reformistler, gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt veremezler. Gençlik hareketinin mücadele potansiyelini düzen sınırlarında tutmak ötesinde bir işlevi olmayan reformizm, gençlik mücadelesi için kısır bir döngüdür. Sorunlar ortadan kalkmadığı ölçüde mücadele hep varolacak, fakat devrimci temellerde gelişmediği sürece daha ileriye taşınamayacaktır.

Toplumsal mücadelelerin gelişip kitleselleştiği, düzen sınırlarını aşarak militan bir kimlik kazanmaya başladığı evreler, reformist akımların mücadelenin önüne açıktan geçtikleri dönemler olmuştur. Geçmiş deneyimlerin yanı sıra, bugünün sınırlı mücadele pratiklerinin ortaya koyduğu deneyimler bunu sayısız kez kanıtlamıştır.

Reformizme karşı gençliğin devrimci odağını yaratabilmek!

Reformizmin panzehiri devrimci gençlik mücadelesinin gelişimidir. Reformizm yaşam alanını devrimci atmosferin zayıflığında bulur. Devrimci örgütlerin etki ve gücünün sınırlandığı evreler, reformizmin nefes almasını ve giderek palazlanmasını kolaylaştırır. Reformizme karşı en etkili mücadelenin yolu gençliğin mücadele potansiyelini devrimci bir odak etrafında birleştirip seferber edebilmekten geçmektedir.

Gençlik içerisinde devrimci odak yaratma ihtiyacına yanıt verebilmek, ideolojik, politik, örgütsel ve bütün bunların hayat bulacağı devrimci pratik işidir. Kapitalist sistem gerçekliğinden hareketle mücadelenin temel hedefine sistemin kendisini koyabilmek, gündelik her gelişmeyi devrimci politika ekseninde işlemek, gençliğin geniş kesimlerini bu devrimci bakış ve politika üzerinden yan yana getirebilecek devrimci örgütsel zeminleri yaratabilmek ve elbette bütün bunları gündelik olarak hayata geçirebilecek kuvvette devrimci pratik sahibi olabilmek... Reformizme karşı mücadelenin en acil ihtiyacı budur.

Reformizme karşı güçlü bir ideolojik mücadele, onu bu mücadele üzerinden gündelik politikada mahkum edebilmek temel önemde bir yerde duruyor. Reformizmin sınırlılığı, ufuksuzluğu ve gençlik hareketinin gelişmesinin önünde engel olduğu gerçeği gençlik kitlelerine ancak gündelik pratik içerisinde etkili bir şekilde anlatılabilir. Yaşamın gerçeklikleri somut pratik süreçler içerisinde işlenebildiği, gündelik gelişmeler etkili bir devrimci mücadelenin konusu haline getirilebildiği, gençlik kitleleri bu temel üzerinden mücadeleye çekilebildiğin ölçüde, bu aynı zamanda reformist etkiye de vurulmuş bir darbe olacaktır.

Haziran sürecinde tüm açıklığıyla gördüğümüz bir olgu var. Belki de hayatında ilk kez eyleme katılmış insanların, oluşan toplumsal atmosferin etkisiyle sergiledikleri direnme gücü daha ilk günlerden reformistlerin çapını fazlasıyla aşmıştır. En sıradan insanlar -ki büyük bir bölümü gençlik güçleridir- militan çatışmalar içerisinde taleplerini haykırırken, öfkelerini dile getirirken, reformistler bir kez daha itfaiyeci misyonlarını yerine getirmeye, varolan öfkeyi dizginlemeye ve geriye çekmeye çalışmışlardır. Kimi yerlerde alanları terkederek, “basın açıklamaları” gerçekleştirmişlerdir.

Reformizmi kitleler içerisinde teşhir olmasını sağlamak, etkisini sınırlandırmak, gündelik pratikteki devrimci politikanın güçlülüğüne bağlıdır. Sistemin temellerinden kaynaklanan sorunların mayaladığı mücadele potansiyelini, devrimci politikayı temsil eden devrimci bir örgüt etrafında biriktirme konusunda alınacak mesafe, barikat kaçkınlarının yaşam alanını daraltacak, gençlik güçlerinin mücadele potansiyelini düzen sınırlarında eriterek reformist hayaller içinde kötürümleştirenlere karşı güçlü bir yanıt olacaktır.


Üste