Logo
< İşçi-emekçi ilişkilerimize yaklaşım ve üslup üzerine - H. Bedreddin

Gençlik çalışmamızın sorunları


Gençlik çalışmamızın sorunları

Dönemin başında bir dizi ilden genç komünistlerin katılımı ile gerçekleşen 4. Ümit Altıntaş Gençlik Kampı’nda ağırlıklı olarak gençlik çalışmamızın sorunları ele alınmış, çalışma tarzı, politik çalışmada temel bir yer tutan yayınlar ve kitle çalışmasının sorunları kapsamlı bir şekilde tartışılmıştır. Kampın sonuç deklarasyonunda ise, örgütsel darlığı kırmanın yolunun başarılı bir kitle çalışmasından geçtiği özel bir tarzda vurgulanmıştır.

Geride kalan dönemde anlamlı çabalar sergilenmiş olmakla birlikte, geçmiş çalışma tarzı esası yönünden aşılamadığı, kimi alışkanlıklar devam ettiği ölçüde, hedeflenen mesafe alınamamıştır. Mevcut tarzımızda köklü bir değişim, gençlik çalışmasında da sıçramalı bir gelişim açısından kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. TKİP IV. Kongresi’nin toplam siyasal çalışmamıza ilişkin kapsamlı değerlendirmeleri gençlik alanındaki örgütlerimizi de kesmektedir.

III. Kongre’den bu yana güçlü bir biçimde vurgulanan ve IV. Kongre şiarında ifadesini bulan “devrime hazırlık” çağrısı, gençlik çalışmamızın da, içinden geçtiğimiz sürece, bu süreçte partinin hedeflerine göre şekillenmesi anlamına gelmektedir. Ancak, içinden geçtiğimiz süreci kavramakta yaşanan zorlanma, hedeflenen mesafenin alınmasını zora sokmaktadır.

Mevcut çalışma tarzımızı aşmalıyız!

Gençlik alanındaki yerel örgütlerimiz, politik önderliğe dayalı çalışma tarzını hayata geçirmede, politik açıklıklar üzerinden inisiyatifli bir faaliyeti örgütlemede zorlanma yaşamaktadır. Faaliyetin araçlarını “merkez”den bekleyen, propaganda materyallerinin kullanımına endeksli çalışma alışkanlığı sürmektedir. Kitlelerle yüz yüze gelerek geniş bağlar kurmak, her türlü aracı kullanarak politik ajitasyon yapmak noktasında atıl kalınabilmektedir.

Örneğin, tüm üniversite bileşenlerine yönelik kapsamlı bir saldırı olarak dönemin başında gündeme gelen YÖK yasa tasarısına ilişkin pratiğimiz alışılmış biçimleri aşamamış, propaganda materyallerinin kullanımı, standların açılması, gündem ile ilgili forum ve eylemlere katılımın ötesine geçememiştir. Öğrenci gençliği ve üniversite çalışanlarını bu denli etkileyen ve duyarlılık yaratan yasa tasarısı karşısında öğrencilerle bire bir iletişim kurabilecek (anket, imza kampanyası, sınıf konuşmaları vb.) araçlar çok sınırlı kullanılmış, sorunu gençliğin gündemine sokabilecek daha değişik araçların kullanımından geri durulabilmiştir.

ODTÜ süreci de çalışma tarzımızdaki zayıflıkları göstermek açısından somut bir başka örnektir. ODTÜ'de yaşanan polis terörü büyük bir tepki yaratmış, toplumu saflaştıran bir rol oynamış ve tüm ülkenin gündemine oturmuştur. Rektörlerin açıklamaları tepkinin büyüyerek diğer üniversitelere yayılmasına yol açmıştır. Ancak, bulunduğumuz alanlarda gençliği eyleme çekme, eylemine yön verme, tepkisini reformistlerin daraltmaya çalıştığı AKP karşıtlığından AKP eliyle yürütülen saldırılara (somutta YÖK yasa tasarısına) yöneltme, hatta ODTÜ'de yaşananları güçlü bir şekilde teşhir etmede zayıf kalmış, genelde “beklemeci” bir tutum sergilenebilmiştir.

IV. Kongre’nin açılış konuşması, bu açıdan genç komünistleri bekleyen sorumluluklara da ışık tutmaktadır:

“Sorunun pratik yönünün bir başka temel önemde boyutu, partinin eylemli süreçlere önderlik etmeyi başarabilmesidir. Devrimci parti bir propaganda örgütü değil fakat devrimci bir eylem örgütüdür. Faaliyetini ele alırken, kitleleri nasıl hareketlendirebileceği, nasıl eyleme çekebileceği, eyleme geçen kitlelere nasıl önderlik edebileceği onun için her zaman temel bir kaygıdır.”

“Yeni dönem parti için kitle eylemlerine önderlik, kitlelere eylem içinde önderlik dönemi olabilmelidir. Kitlelerle güçlü bağlar kurmak, kitlelere güven vermek, onların diri kesimlerini örgütlü saflara kazanmak ve nihayet güç olmak, dolayısıyla politik bir güç odağı olarak öne çıkmak da ancak ve yalnızca bununla olanaklıdır. Reformizmin devrim mücadelesi önüne kurduğu barikatları yıkmanın da bundan başka bir yolu yoktur. Reformizmin gücünü etkisizleştirmek ideolojik değil temelde pratik bir sorundur, pratik mücadeledeki inisiyatif ve başarı sorunudur. Kuşkusuz devrimci siyasal çizgi temelinde, doğru devrimci bir taktik çizgi izleyerek.”

 

Kalıpları kırmak için düşünsel

tembellik aşılmalıdır!

IV. Kongre’nin önemle işaret ettiği darlığı aşmak sorunu gençlik çalışmamız için de geçerlidir. Gençlik alanında da mevcut kalıpları kırmak, alışkanlıklarımızın üzerine kararlılıkla gitmek, ufkumuzu sınırlandıran rutin çalışma tarzını köklü bir biçimde değiştirmek gerekmektedir.

Politik kavrayışın geliştirilmesi, politikalarımızın içselleştirilmesi öncelikli sorunlarımızdan biridir. Yanı sıra, gençlik güçlerimizde varolan düşünsel tembelliği kırmak gerekmektedir. Gençliğin yarı-aydın karakteri, dinamizmi, üretkenliği vb. özelliklerine rağmen, gerek genelde eğitim sistemi, gerekse mevcut çalışma tarzının köreltici yanları gençlik güçlerimiz üzerinde etkili olmaktadır.

Okuyan, düşünen, tartışan, üreten, edilgen davranmayan, hata yapmaktan korkmayan, özgüvenli gençlik kadroları ve birimleri yaratabilmek için, zayıflıkların üzerine kararlılıkla gidilebilmelidir. Elbette, düşünsel üretimi pratik inisiyatifle birleştirerek, kitlelere dönük etkin bir faaliyeti örgütleme çabasına yoğunlaşarak...

Çalışmanın araçlarına gelince; bu alandaki zayıflıklarımızdan birisi, araçların amaca uygun ve etkili kullanımı ile ilgilidir. Örneğin, stand başında rutin bir iş olarak imza toplamak ile sınıflarda, kantinde, yemekhanede vb., gençlerle bire bir sohbet ederek, tartışarak imza toplamak arasındaki fark gibi... 

Ayrıca, sıçramalı bir gelişme ihtiyacına işaret ettiğimiz yerde, gençlik kitleleri ile yüzyüze gelmemizi kolaylaştıracak değişik işlevsel araçlar üzerine düşünebilmeliyiz. Örneğin, kültür sanatın etkisi, dönüştürücü gücü bilinmekle birlikte, gençlik çalışmamızda en mesafeli olduğumuz alandır. İlerici güçleri kültürel-sanatsal faaliyet ekseninde bir araya getirmek için çaba sarfetmediğimiz, bu aracı gençlik kitlelerine yönelik propaganda açısından değerlendirmediğimiz bir gerçektir. Dolayısıyla, kültür-sanat da dahil olmak üzere bir dizi işlevsel yol, yöntem ve araç üzerine tartışmak bir ihtiyaçtır.

Partinin hedeflerine uygun bir gençlik çalışmasını örgütlemenin sorunlarına yoğunlaşma, doğru çalışma tarzını hayata geçirmeyi engelleyen zayıflıkları aşmak için güçlü bir irade sergileme sorumluluğu genç komünistlerin omuzlarındadır.